Somali Başbakanı Abdiveli Muhammed Ali, ülkesinin içinde bulunduğu geçiş sürecini değerlendirirken, "Şu anda Somali'de 'Türk modeli' var. Başbakan Erdoğan, Somali'ye Allah'tan gelen bir mucize gibiydi" dedi.
İtalya Dışişleri Bakanlığı'nın ev sahipliğinde düzenlenen Somali Temas Grubu toplantısına katılmak üzere başkent Roma'ya gelen Somali Başbakanı Abdiveli Muhammed Ali, Türkiye'nin Roma Büyükelçiliği'nde Türk gazetecilerle bir araya geldi. Ülkesinin içinde bulunduğu geçiş süreci 20 Ağustos'ta sona erecek olan Başbakan Muhammed Ali, bu süreçte uluslararası camiadan beklentileri ve Türkiye'nin Somali'deki rolü gibi konular çerçevesindeki sorulara şöyle yanıt verdi.
GEÇİŞ SÜRECİ 20 AĞUSTOS'TA SONA ERECEKSomali'deki geçiş süreci 20 Ağustos'ta sona erecek. Bu süreçte uluslararası toplumdan beklentileriniz nelerdir?
Uluslararası toplumdan hem Ağustos öncesine hem de Ağustos sonrasına dair beklentilerimiz var. Ağustos'tan önce yol planını zamanında tamamlayabilmek için bizi siyasi ve mali olarak desteklemelerini bekliyoruz. Somali halkına verdiğimiz sözleri yerine getirebilmek için kaynağa ihtiyacımız var. Maddi, manevi ve mali destek ile siyasi taahhütlere ihtiyacımız var. Somali halkı, 20 Ağustos'tan sonrasının farklı olmasını bekliyor. Bu beklentiler neler? Hizmet, yeniden inşa ve kalkınma. 20 yıldır hukuksuzluk, kaos ve istikrarsızlık içinde olan Somali halkının, maddi ve manevi refahı ancak bu sayede sağlanabilir. Halkım, 20 Ağustos'ta savaşın biteceğine ve 21 Ağustos'ta Somali için yeni bir günün doğacağına inanıyor. Bu büyük beklentileri karşılamak zorundayız. Aksi halde hükümet olarak biz ve aynı zamanda uluslararası toplum inandırıcılığını, meşruiyetini ve sorumluluğunu kaybeder.
Türkiye, Somali ulusal ordusunun oluşturulması için bir fon kurulması konusunda önayak oldu. Türkiye'nin bu konudaki rolüyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Şu anda Somali'de Türk modeli dediğimiz bir şey var. Nedir bu Türk modeli? Türkiye geldi, hep birlikte geldiniz ve bize okullar, hastaneler, su ve altyapı sistemleri verdiniz. Somali'nin ihtiyacı olan da buydu. Erdoğan'ın Somali'ye gelmesi bizim için mucizeydi. Buna gerçekten inanıyoruz, Allah'tan gelen bir mucize gibiydi. O sırada 60 yılın en kötü kuraklığını yaşıyorduk ve büyük bir acı çekiyorduk. Erdoğan acımızı paylaşmaya geldi. Somali gibi bir ülkede hukukun üstünlüğüne ihtiyaç vardır ve bunu ancak güçlü resmi güvenlik kurumlarıyla sağlayabilirsiniz. İşte Türkiye bu konuda bize yardım ediyor. Biz aynı zamanda kalkınma, yeniden inşa ve devletin yeniden kurulması için bir fon oluşturulmasını önerdik. Sponsor ülke Türkiye olacak, diğer ülkeler de fona katkıda bulunabilecek.
Türkiye'nin Somali'de istikrar sağlanması için yürüttüğü çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Size göre Türkiye'nin bu konudaki çalışmalarıyla genel olarak uluslararası toplumun yaptıkları arasında nasıl bir fark var?
Türk modeli şu demek: Gelmek, iş yapmak ve hızla teslim etmek. Düşünün geçen ağustos ayında geldiler, ve o günden itibaren Türk hükümeti 1500 Somalili öğrenciye burs verdi. Bu rakam Batı'nın, uluslararası toplumun son 40 yılda verdiği burs sayısına eşit. Türkiye ise bunu 6 ayda yaptı. Ben de ABD hükümetinin bursuyla ABD'ye gittim. O dönemde ABD hükümeti Somali'ye yılda 10 burs vermişti. Türkler ise 6 ayda 1500 burs verdi. Ve bu sene de yaklaşık 500 burs daha verecekler sanırım. Bunu getireceği büyük beşeri sermaye gelişimini düşünün. Türkiye'de eğitim alan bu çocukların Somali'ye dönerek ülkenin gelişimine katkıda bulunacağını düşünün. Bir ülkenin gelişimi iş gücünün kalitesine bağlıdır, beşeri sermayesine bağlıdır. Önemli olan ne kadar çok doğal kaynağınız olduğu değildir, önemli olan insan gücünün kalitesidir.
İngiltere'nin Ortak Mali Yönetim Kurulu (Joint Financial Management Board) kurulması önerisini nasıl karşılıyorsunuz?
Aslen bu benim fikrimdi. Fakat daha farklıydı. Biz karşılıklı sorumluluk istiyoruz. Çünkü her yıl BM ajansları, uluslararası sivil toplum örgütleri tarafından Somali adına 1 milyar dolar harcanıyor. Fakat sonuçta Somali'de elle tutulur hiçbir şey yapılmıyor. Ne okul, ne hastane, ne yol. Ben onlara "Karşılıklı mesuliyetimiz olsun. Biz kaynakları nasıl kullandığımız konusunda size karşı sorumlu olalım ama siz de aynı şekilde bize karşı sorumlu olun" dedim. Çünkü Somali adına para harcıyorsunuz ancak bunun hiçbir etkisi olmuyor. Eğer karşılıklı sorumluluk esası olacaksa biz Ortak Mali Yönetim Kurulu'na sıcak bakıyoruz ama eğer sadece biz onlara karşı sorumlu olacaksak, onların bize sorumluluğu olmayacaksa bunu kabul etmeyiz.
Ağustos'taki seçimlerde cumhurbaşkanlığına aday olacak mısınız?
Şu anda yapmaya çalıştığım tek şey yol haritasını hayata geçirmek. Bu soruya vakti geldiğinde cevap veririm.