TRT Haber kanalı ile 50 yerel kanalın ortak yayınladığı "Anadolu Soruyor" programının canlı yayınına katılan Başkan Gökçek, Sinan Burhan'ın moderatörlüğünde, Kon TV Genel Yayın Yönetmeni Nurettin Bay, Çay TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Yavuz Bakır ve Anadolu Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Gökdemir sorularını yanıtladı.
Programın başında kendisinden, Başbakan Binali Yıldırım ve 65. Hükümet ile başlayan yeni dönemi yorumlamasını isteyen gazetecilere Başkan Gökçek "Bizim için önemli olan, Türkiye'de Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın uyum içerisinde işleri götürmesi" şeklinde yanıt vererek, "Ben Binali Bey'in bunu en üst düzeyde yapabileceğini, başarabileceğine inanıyorum" dedi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı sırasında gerçekleştirdiği projelere atıfta bulunarak, "Binali Bey'in geçmişine baktığımız zaman bir icraat adamı olarak tanınıyor. Yani referans falan aramanıza gerek yok. Referansı hazır, Ulaştırma Bakanlığı'ndaki icraatları, onun en büyük referansı" diyen Gökçek, şunları söyledi:
"Bugün Türkiye'de Sayın Cumhurbaşkanımız'ın başbakanlığı döneminde de pek çok övündüğü, iftihar ettiği, halka gururla söylediği proje var. Bu projelerin hep önde gelenlerine baktığımız zaman, Binali Bey'in takip ettiği projeleri görüyoruz. Türkiye'de birçok kişiyle de görüşüyorum. Kimsenin, Binali Bey'den, 'başarılı olur mu, olmaz mı?' diye bir tereddüdü yok. Çünkü icraat adamı..."
-"CUMHURBAŞKANLARI VE BAŞBAKANLAR ARASINDA DAİMA İHTİLAF ÇIKIYOR"
Türkiye'nin gündeminde olan yeni anayasa ve başkanlık sistemiyle ilgili de düşüncelerini açıklayan Başkan Gökçek, yeni anayasa ve başkanlık sistemi için 330 milletvekilinin desteğine ihtiyaç olduğunu belirterek,şöyle devam etti:
"Yeni anayasayı ve başkanlık sistemini tek başına bizim parti olarak geçirmemiz mümkün değil. Bizim 317 milletvekilimiz var. Ama 330'a ihtiyacımız var. Bunun için de MHP'ye ihtiyacımız var. MHP'nin kabul etmeyeceği bir anayasa değişikliğine 'evet' demek mümkün değil. Burada MHP'nin kendi parti iç meseleleri var. MHP de başkanlık sistemine açıkça karşı olduğunu deklare ediyor. Öyle olunca bir orta yol bulmak gerekecek. Neyi kabul edersiniz, neyi etmezsiniz. Ona göre bakıp bir orta yol bulmak gerekecek."
Başkanlık sisteminin önemini geçmiş dönemlerde cumhurbaşkanı ve başbakanlar arasında yaşanan krizlerden örnekler vererek anlatan Başkan Gökçek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de hangi dönem olursa olsun, aynı partiden gelmiş olmasına rağmen cumhurbaşkanları ve başbakanlar arasında daima ihtilaf çıkıyor. Sorun zamanla büyüyor. Rahmetli Özal'da, Demirel'de bu böyle oldu. Ahmet Necdet Sezer, Ecevit arasında yaşanan Anayasa fırlatmasının Türkiye'ye ne büyük zarar verdiğini herkes biliyor. Hal böyle olunca tek başlı bir yönetim, hükümet gayet iyi olur. Ben başkanlık sisteminin Türkiye'ye çok faydalı olacağını düşünüyorum. Dolayısıyla başkanlık sisteminde başbakanın kendisi tarafından seçilmesi, uyum içerisinde olması, son derece elverişli olacak. Kulağımıza, MHP'de partili cumhurbaşkanı olabilir tarzında söylemler geliyor. O da Bahçeli'nin ağzından net çıkmış değil, zaman içerisinde olacak, bekliyoruz."
-DOKUNULMAZLIKLARIN KALKMASI
TBMM'de dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili oylamada, sürecin referanduma gitmesi ihtimalinden dolayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun telaşlandığını belirten Başkan Gökçek, "Referandum gelince, bu milletin yüzde 70-80'inin, nasıl dokunulmazlıkların kalkmasına 'evet' diyeceğini birlikte göreceğiz, dedim. Kılıçdaroğlu telaşlandı. Çünkü onun 39 tane dosyası var, ondan korkuyor. 'Etsem de etmesem de Tayyip Bey bunu referanduma götürecek. Referandum da 2 ay sonra biter, hepten rezil oluruz...' Onun için hemen 20 tane adamına söyledi, onlar da 'evet' deyince, 376'yla, 373'ü aşan bir rakam oldu ve otomatikten dokunulmazlıklar kalktı. Anayasa oylamasından da korkuyorlar. AK Parti'nin istediklerinin halk tarafından da istenileceğini çok net biliyorlar" diye konuştu.
-"PKK'NIN ARKASINDA, DÜNYADA PEK ÇOK ÜLKE VAR"
Terörle ilgili gelişmeler ve operasyonlarla ilgili değerlendirmede bulunan Başkan Gökçek, "Türkiye içinde PKK ile ilgili olaylar, PKK ile Türkiye arasında olan olaylar değil" diyerek, "PKK'nın arkasında dünyada pek çok ülke var. Avrupa da, Amerika da, Rusya da, İsrail de var. Bu ülkelerin devamlı PKK olayını kaşıdıkları ve Türkiye'yi parçalamak istedikleri bir gerçek. İşin arkasında yatan ana gerçek bu. Biz içeride PKK ile uğraşıyor gibi gözüküyoruz ama dış dünyadaki düşmanlarımızla da uğraşıyoruz" sözlerinin altını çizdi.
Asker ve polislerin çok fedakarlık yaptığını, şehitler verildiğini belirten Başkan Gökçek, "Biz Çanakkale'de 250 bin şehit vermiş bir ceddin torunuyuz. Elbette Güneydoğu'da bir tek can yansın istemiyoruz. İnanan insanlar için şehitlik makamı en üst makam. Ancak, inşallah daha çok şehit vermeyiz. 7 binin üzerinde de PKK'lı öldürüldü. PKK ordusunu kaybetti. Terörün zaman içerisinde tamamen biteceğine inanıyorum"şeklinde konuştu.
-"MİLLET BUNLARIN HEPSİNİ GÖRÜYOR, SEYREDİYOR"
Programda yöneltilen soru üzerine, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP'li milletvekillerinin, şehit cenazelerinde protesto edilmesini, Gökçek şu sözlerle değerlendirdi:
"CHP özellikle son zamanlarda HDP'nin lehine teröristlerin lehine bir takım tavırlar ortaya koyuyor. Milletvekilleri teröristlerin cenazesine gidiyor. PKK'lının taziye evine gidiyor. Güneydoğu'ya CHP'nin ekibi gidiyor, rapor hazırlıyor. Raporunda da 'Asker ve polis hesap vermeli' diyor. PYD'ninYPG'nin terör örgütü olmadığını söyleyen kim? Sezgin Tanrıkulu... Seçimden sonra CHP'li ile HDP'li karşılaşıyor, 'iyi salladık değil mi?' diyor. 'Biz HDP ile çok rahatlıkla koalisyon yapabiliriz' deniyor, Bu kadar haşır neşir oldukları belli. Millet bunların hepsini görüyor seyrediyor. Seyrettiği zaman ister istemez canın sıkılmaya başlıyor. Bir taraftan teröristin cenazesine giden adam, bakıyorsunuz diğer taraftan askerin, polisin yani şehit cenazesine gelmeye kalkıyor. Tavırlarının sahte olduğu, samimi olmadığı, sırf insanların gözünü boyamak için olduğu, bazı olaylarla ortaya çıkıyor. Hal böyle olunca da vatandaş tepki gösteriyor."
-"İKİSİNİ DE MAHKEMEYE VERDİM"
Kılıçdaroğlu'na yapılan yumurtalı protestonun ardından hakkında çıkan iddiaları da yanıtlayan Başkan Gökçek, "Bir çok cenazede CHP protesto edildi. En son benim de bulunduğum şehit cenazesinde vatandaş inanılmaz şekilde protesto etti, yuhaladı. Biz göremedik, uzaktaydık. Yumurta atılmış, Kılıçdaroğlu da yürürken, 'Ben bunun kimin tarafından yapıldığını biliyorum. Büyükşehir Belediyesi militanları tarafından..' deyip, geçti gitti.Ondan sonra da bir grup başkanvekili olan milletvekili, CHP Ankara il başkanları, benim adımı vererek zikrettiler. Onların ikisini de mahkemeye verdim. Onlara da hesabını soracağım, ispat etsinler bakalım. Yumurtayla kesinlikle ilgim yok, şerefimle temin ederim. Etsem de ettim derim, hiç de çekinmem ama etmedim" şeklinde konuştu.
-"ŞİDDET VAR MI? YOK. O HALDE BİR ŞEY YOK"
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde geçtiğimiz yıllarda Ak Parti milletvekili Burhan Kuzu yumurta atıldığı olayı hatırlatan Başkan Gökçek, Kılıçdaroğlu'nun olay sonrası dile getirdiği "Yumurta atılması şık bir hadise değil. Yalnız gençlerin demokratik hakkını kullanması en doğal hakkıdır. Şiddet var mı, yok. O halde bir şey yok" şeklindeki sözlerini tekrarlayarak, şunları kaydetti:
"Ben de diyorum ki Kılıçdaroğlu'na, yumurta atılması olayı gerçekten şık değil. Siz kalkıp terörist cenazelerine millet vekillerini gönderirseniz, kalkıp Güneydoğu'da PKK ile çarpışan polis ve askerin bundan dolayı yargılanmasını isterseniz, gider HDP'nin dokunulmazlıklarının kaldırılmaması
için çalışırsanız, vatandaşın sizi protesto etmesi demokratik hakkıdır. Şiddet var mı? yok. O halde bir şey yok."
-"TEZCAN CANDAN'I AFETTİM. ONDAN DOLAYI DA BERAAT ETTİ"
Mimarlar Odası'na 'Ankara'yı parsel parsel sattınız' tabiri nedeniyle açılan davanın sonuçlanmasının ardından, Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan'ın, 'Melih Gökçek kaybetti. Ben beraat ettim' twiti ile ilgili soru üzerine Başkan Gökçek, Candan'ın, savunmasında, "Müştekinin şahsiyetine yönelik herhangi bir açıklamamız söz konusu değildir' dediğini kaydederek, şöyle devam etti:
"Yani 'Melih Gökçek'in şahsiyetine yönelik herhangi bir açıklamamız söz konusu değildir. Yani Ben Melih Gökçek'i itham etmedim' diyor. Aslında kastettiği benim de, inkar ediyor. İnkar edince avukatım geldi, dedi ki 'bu inkar etti. Seninle ilgilisi yokmuş' dedi. Affet o zaman dedim. Git mahkemede de ki; 'Benim müvekkilim Melih Gökçek, Tezcan Candan'ı affediyor. Niçin, Melih Gökçek'e ait bir şey söylemediğini söylediği için... Onun üzerine bugünkü (dünkü) mahkemede benim avukatım diyor ki; "... beyanlarının eleştiri niteliğinde olduğunu, müvekkilimin kişiliğine yönelik bir eleştiri yapmadığını, sadece yapılan işlemlere yönelik açıklamalar olduğunu belirtmiştir. Biz de müvekkilimle bu durumu görüştük. Kendisi, sanığın bu beyanlarını yerinde gördü. Sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçti ve bir seferliğine affettiğini söyledi. Yani ben Tezcan Candan'ı afettim. Ondan dolayı da bugün beraat etti. Tekrar olursa mahkemeye vereceğim. Biz affetmesini biliriz. Bir noktada benden özür dilemiş oldu. Ben de özrünü kabul ettim."
-"BEN DE İNAT, YARGITAY'A GİDECEĞİM"
CHP'den ihraç edilen milletvekili Aylin Nazlıaka'nın kaçak su kullanımıyla ilgili mahkeme kararına da değinen Başkan Gökçek, şunları söyledi:
"Nazlıaka'nın biliyorsunuz evinde kuyu suyu kaçak olarak kullandığı yakalandı. Ayrıca da boru bağlantısında bir 'T' bağlantı yapmışlardı. O 'T' ile su kaçağı da yapılıyordu. Bugün mahkeme bir karar verdi. Kararı şöyle; -Bilirkişiye dayanıyor. Bu bilirkişininki son derece yanlı. Ben bilirkişinin kim olduğunu da bilmiyorum. Onu da araştırıp kamuoyuna açıklarım- Bilirkişi diyor ki, 'Mevcut gelen su borusu, ekstra bir 'T' konması kaçak su anlamına gelmez.' diyor. Peki neden koyarsın 'T' boruyu oraya? Bunu izah etmiyor. Mahkeme bunun kuyu suyu kullandığını kabul ediyor. Kuyu suyuna maalesef yasada açık bir madde olduğu için, kaçak su cezası verilemiyor. Ancak o mevcut olan su kanalizasyona aktığı için, atık su parası cezası verilebiliyor. Mahkeme de bugün (dün) atıksu cezası veriyor. Nazlıaka, şimdi diyor ki; 'Mahkeme benim kaçak su kullanmadığımı ispat etti'. Peki sen atık su parasını neyden veriyorsun? Kaçak kullanmış olduğun suyun atık suyu olarak veriyorsun. Ondan sonra utanmadan, 'Ben kaçak kullanmadım' diyorsun. Hadi beni mahkemeye ver şimdi haklıysan. Buradan beraat et. Ama buna rağmen ben de inat Yargıtay'a gideceğim. Elimden gelen mücadeleyi yapacağım."
-"KABİNELERİN EN UYUMLUSU OLACAK"
Gazetecilerin sorusu üzerine, yeni kabineyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Başkan Gökçek, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na Mehmet Özhaseki'nin getirilmesinden bir belediye başkanı olarak duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Gökçek, "Belediyecilik açısından biz kanun bekliyoruz, atılımlar bekliyoruz.. Bana göre Türkiye'de şu anda, bu makama, en güzel görev yapabileceğine inandığım arkadaşım geldi. İnanılmaz tecrübeleri, inanılmaz başarıları var. Onun da biz belediyecilerin önünü açacağına ümit ediyoruz" diye konuştu.
Çok güzel bir kabine olduğunu dile getiren Gökçek, "Belki de şimdiye kadar gelen kabinelerin en uyumlusu, en başarılısı olacak, dua ediyorum. Bizlere de ne talimat ne yük verirlerse, kabinemize yardımcı olmak, elimizden geldiğince yardımcı olmak vazifemiz" dedi.
Başkan Gökçek, soru üzerine, Keçiören Metrosu'nun bu yıl genel anlamda bitmesini, aynı zamanda yine bu yıl içinde Esenboğa Metrosu'nun ihalesinin yapılmasını Hükümet'ten beklediğini de dile getirdi.
-"DEVAM ETMEMEMİZ İÇİN BİR NEDEN YOK"
Gökçek, gelecek seçimde yeniden aday olup olmayacağı yönündeki soru üzerine de "Bizde 3 dönem mecburiyeti var. Gerçi bu dönem bu 3 dönem atlatıldı. 3 dönem kuralı kalkarsa, bir dönem daha can-ı gönülden yapmak isterim. Ama tabii partimin takdiri. Başbakan ve Cumhurbaşkanımızın takdiri. Allah'ın her şeyden önce nasip etmesi de her şeyin başında. Devam etmememiz için bir neden yok" yanıtını verdi.