EGO Genel Müdürlüğü’nün Ankara’da sürdürülebilir ulaşım konusunda yaptığı projeler hakkında katılımcıları bilgilendiren Alkaş, Covid-19 salgın sürecinin toplu taşımaya etkilerini de anlatarak, “EGO Genel Müdürlüğü olarak sürdürülebilir bir kent hayal ediyoruz ve tüm kenti bu hayale ortak olmaya davet ediyoruz” dedi.
BAŞKENT’TE ELEKTRİKLİ BİSİKLET VE ÇEVRECİ OTOBÜS DÖNEMİ BAŞLAYACAK
Covid-19 kısıtlamalarında Ankara’da toplu taşıma araçlarını kullanan yolcu sayısında yüzde 86’lık bir düşüş olduğunu dile getiren Nihat Alkaş, yeni projeler hakkında ise şu bilgileri paylaştı:
“Biz bu süreci avantaja dönüştürmenin tam zamanı olduğunu düşündük ve eyleme geçtik. Optimizasyon projemizde otobüs filomuzu daha verimli, çevreci ve daha ekonomik kullanmak için ulaşım sistemimizi değiştirmeye başladık. ‘SMART Ankara’ projemizde Ankara’nın 20 yıllık ulaşımını sürdürülebilir hale getirmek için ‘Sürdürülebilir Ulaşım Master Planı’ (SUMP) hazırlığına başladık ve ihale aşamasına geldik. ‘Avrupa Birliği Urban Mobility’ projemizde ise elektrikli bisiklet ve elektrikli scooterlar için şehirde şarj istasyonları altyapısını, planlamasını ve kurulmasını sağlayacağız. Yeni alacağımız 282 otobüsümüzle Ankara ulaşımını daha da rahatlatacağız. Alacağımız çevreci otobüslerle filomuzun emisyonlarını mümkün olduğu kadar sıfıra yaklaştırmaya çalışıyoruz. ‘Park Et Devam Et’ projemizle araç sahiplerine toplu taşımayı kullanmaları halinde ücretsiz otoparklar sağlayarak 6 bin aracın günlük şehir merkezine girmesinin önüne geçmeyi planlıyoruz. ‘Bisiklet Yolları’ projemizde şehir bisiklet yolu ağını kurarak insanların işlerine ve okullarına artık bisikletle gidebilecekleri güvenli yollar yapıyoruz. ‘Bisiklet Paylaşım Sistemi’ projemizin de sonuna yaklaştık, paylaşım modelini oluşturduk, elektrikli bisikletleri yakında Ankara sokaklarında görebilecek ve kullanabileceksiniz.”
ALKAŞ: “ULAŞIMDA MERKEZİMİZE İNSANI ALMALIYIZ”
Sunumuna ulaşımın insanların ve kentsel gelişimdeki rolünden bahsederek başlayan EGO Genel Müdürü Nihat Alkaş, “Yayalara, bisikletlere maksimum korumalı alan oluşturarak, şehirleri caddelerimizi, sokaklarımızı 7-70 yaş aralığındaki vatandaşlara uygun, güvenilir ve yaşanabilir bir hale getirmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Ankara’da 1 kişinin yılda fazladan 53 saat trafikte zaman kaybettiğini belirten Alkaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ankara, araştırma yapılan 979 şehir arasında en yoğun trafiğe sahip 174. şehir. Ankara’daki hava kirliliğinin yüzde 34’ü araçlardan kaynaklı… Bunları söylüyorum çünkü sorunlarımızın farkındayız. Dünya nüfusunun yarısından fazlası şehirlerde yaşıyor ve bu oran giderek artıyor. Biliyoruz ki şehir merkezlerinde kısıtlı alanlara sahibiz ve kentlerimizin araba odaklı bir yaşam tarzına göre dizayn edildiğini görmekteyiz. Bu sürdürülebilir bir şey değil. O yüzden merkezimize insanı almalıyız, merkezde olanı değiştirmeliyiz. Artık toplu taşımanın yanında şehirlerimizi insan ve yaşam odaklı kentler arasına sokmamız gerekiyor.”