27 yatak kapasiteli, ayakta tedavi hizmeti sunabilen klinik hakkında üniversite rektörlüğü, 15 Temmuz’da Gazi Hastanesi Başhekimliği’ne yazı gönderdi. Yazıda, AMATEM’in kapatılma kararıyla ilgili bir gerekçe gösterilmezken, “Kliniğin kapatılması ile binanın en kısa sürede boşaltılması hususunda gereğinin yapılması” ifadelerine yer verildi.
Kapatılma kararının yeni gündeme gelmediğini dile getiren Gazi Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mustafa Benekli, konuyla ilgili Ankara Hürriyet’e şunları söyledi:
KAMPÜSÜN ORTASINDA KALDI
“7-8 aydır kapatılması gündemdeydi. Bu rektörlükle ortak alınan bir karardır. Kliniğin Gölbaşı kampüsünün ortasında kalması yüzünden, hem öğrenciler hem de hastaların güvenliği bu kararın alınmasında etkili oldu. Ayrıca tedavi hizmeti verilen klinik binasının eski ve yetersiz olması da bu kararda etkili oldu. Şu anda tedavi gören hastaların terapilerinin bitmesinin ardından klinik kapatılacak, hiçbir hastanın tedavilerinin bitmeden yollanması söz konusu değildir. Gazi Üniversitesi’nin güçlü bir psikiyatri bölümü vardır ve kapatılan kliniğin yerine ilerleyen zamanlarda merkez kampüste başka bir yer yapılabilir.”
GAZETECİLERDEN ÖĞRENDİM
Gazi Üniversitesi Hastanesi Dekanı Sacit Turanlı ise, merkezin kapatılması kararını gazeticilerden öğrendiğini, kendisine bu konuda hiçbir bilgi verilmediğini söyledi. Turanlı, “Burası referans bir hastanedir. Karar alındıktan sonra gördüğüm ve hastaneye gönderilen yazıda, kapatmaya ilişkin bir gerekçe bile gösterilmiyor. Hastalar ise tedavileri tamamlanmadan sokağa bırakılıp perişan ediliyor” dedi.
KLİNİK SAYESİNDE ÇOCUKLARIMA KAVUŞTUM
Tedavi merkezinin kapatılmasına tepki gösteren evli ve 3 çocuk babası H.D.(47), 20 yıldır tedavi gördüğü klinik sayesinde hayata döndüğünü belirterek, “Bugüne kadar bu klinikte hiçbir adli vaka yaşanmamıştır. Bu klinik sayesinde çocuklarıma kavuştum. Kliniğin kapatılması bizim de can damarımızın kesilmesidir. Türkiye’nin her yerinden yüzlerce hasta hem tedavi hem de grup terapisi için kliniğe geliyor ve kliniğin çoğu masrafı da hastalar tarafından karşılandığı için büyük bir maddi yük yaratmıyor” dedi.
SEPETLE UYUŞTURUCU ALIYORDUM
Klinikte tedavi gören evli ve 7 aylık kız çocuğu babası G.B., uyuşturucuya 16 yaşında başladığını söyleyerek şöyle konuştu:
“10 senedir kullanıyorum. Keçiören’de oturuyorum ve balkondan sepet sarkıtıp uyuşturucu temin edebildiğimiz bir ortamda, kliniğin kapatılmasına anlam veremiyorum, özellikle de devlet alkol ve uyuşturucuyla kıyasıya mücadele ederken. Biz burada ne kadar kalırsak bizim için o kadar faydalıdır.”
4 AYDA 30 KİLO
Uyuşturucu kullandığı zaman kendisini bir tane çakmağın yönettiğini vurgulayan B.Ü. ise, “İçerken kanser gibi oluyorsun. Şimdi bizim arkamızda ailelerimiz, bizi burada sağlıklı görünce mutlu oluyorlar. Uyuşturucu kullanırken 4 ayda 85 kilodan 55 kiloya düştüm. Katı bir şey yiyemiyorsun, suyla besleniyorduk. Bu kliniğin avantajı ise kriz geçirmememizdir. Öyle bir şey olsaydı herkes kaçmaya çalışırdı fakat şimdi herkes bu illetten kurtulmaya çalışıyor” diye konuştu.