Ayan'dan Mogan Çağrısı

Geçtiğimiz günlerde kamuoyunda geniş yer bulan ‘Mogan’da atık yarımadası’ haberlerinin üzerine, Mogan Gölü’ne dökülen kirli su ve atıkların önüne geçilemiyor.

Ayan'dan Mogan Çağrısı
 Geçtiğimiz günlerde kamuoyunda geniş yer bulan ‘Mogan’da atık yarımadası’ haberlerinin üzerine, Mogan Gölü’ne dökülen kirli su ve atıkların önüne geçilemiyor. Çevre ve Şehir Planlamacısı Halil Ayan, haberler üzerine bir inceleme yaparak, “Çevre felaketine kimse ses çıkarmıyor, tedbir alınmıyor” diyerek tepki gösterdi. Halil Ayan yapmış olduğu inceleme üzerine açıklama yaparken, “Gerder’de andezit taşçılarının bulunduğu vadide bir dere yatağı var, yağışa bağlı akar. Yine Bursal Köyü içinden Örencik’e doğru yaz-kış akan bir dere vardır. Bu iki dere Bursal girişinde buluşur ve Sukesen deresini oluşturur. Sukesen deresi Örencik yerleşkesi içinden Gölbaşı merkeze kadar üzeri açık, merkezde ise (Konya yolu ve halk kütüphanesi kısmında) yaklaşık 100m. üzeri kapalı olarak gelerek, Mogan Gölü’ne akmaktadır. Mogan Gölü’nü besleyen en önemli aküfer alanlarından biri de Sukesen Deresi’dir.

GÖLBAŞI’NDA ÇEVRE FELAKETİ YAŞANIYOR

Mogan Gölü’nün su girdisi genelde bu tip dereler vasıtasıyla olmaktadır. Bu derelerin en önemlileri havzanın doğu-güney-batı kesimlerinde yer alan Sukesen, Başpınar, Gölova,

Yavrucak, Çolakpınar, Tatlım, Kaldırım ve Gölcük dereleridir. Basında çıkan, “Mogan Gölü’nde kirlilikle beraber, bir yarımada oluştu” haberi üzerine, bir vatandaş, bir şehir plancısı ve bir Gölbaşılı olarak 09 Kasım 2013 Cumartesi günü yaptığım tespite göre, Gölbaşı’nda şu an çevre felaketi yaşanmaktadır” dedi.

Ayan açıklamasının devamında atıklara da bir bir dikkat çekerken, “Öyle ki; Briket, tuğla, beton mikseri aracı atığı beton, tekli koltuk, üçlü kanepe-çekyat, her ebatta ve türde plastik pet şişe, zeytinyağı tenekeleri, büyük boy çöp poşeti içinde çöp, en az10 adet araç lastiği, hasır sepet, şemsiye, yapma çiçek(saksısı ile birlikte), plastik top, tabldot yemek kapları, plastik su boruları (4 metreye kadar çeşitli ebatlarda), strafor, meşrubat ve içki şişeleri, sandalye, mobilya dolabı parçaları, sebze kasaları, boya malzemeleri, çeşitli ebatlarda inşaat kalasları, büz, hatta ve hatta kurban bayramından kalma kurban iç organlarına kadar daha sayamadığım pek çok atık Sukesen Deresi içinde mevcut….

SUKESEN DERESİ İÇLER ACISI

Bunların hepsi temizlenebilir, bir şekilde hallolur. Belediye ve vatandaş el-ele verir, çevre bilinci de gelişirse, zamanla derenin eski günlerine kavuşması sağlanabilir. Ancak Bursal girişinde ve Örencik içinde top sahası yanında öyle manzaralar var ki; insan isyan ediyor, doğanın bu güzelliği, yüce Allah’ın bizlere bağışladığı bu cennet Gölbaşı daha önce böyle

bir çevre katliamı yaşamamıştır galiba. Bursal girişinde dağdan gelen içinde balık bulunan temiz su, taşçılardan gelen kırmızımsı- suçamur karışımı tazyikli akan sıvı ile karışıyor. İçler acısı.” diye konuştu.

ASKİ DERE YATAĞINI DARALTIYOR

Halil Ayan ASKİ’nin kanalizasyon çalışmalarının dereyi daralttığının altını çizerken, “Örencik içinde, ASKİ tarafından kanalizasyon çalışması yapılıyor. Yapılan çalışmada kanalizasyon hattı ve bacaları dereye sıfır yapılmakla kalmıyor, derenin üzeri kapatılarak yer-yer 30cm.e kadar dere yatağı daraltılıyor. Kanalizasyon sistemindeki en ufak sızıntı dereye karışacak ve göle kadar ulaşacak. Sonra diyeceğiz ki, gölde balıklar ölüyor… Ya şenlikte yapılan yüzme yarışlarında birileri hastalanır, bu sebepten vefat ederse?

GÖLBAŞI SAHİPSİZ

Ayrıca dereye binalardan, evlerden bağlanan gözle görülen atık su ve kanalizasyon hatları, kamu binalarının atık ve yağmursuyu bağlantılarına henüz değinmeyeceğim.

Gölbaşı gerçekten sahipsiz! Bir gerçek var ki; Sulak alanların ekonomik, kültürel, bilimsel ve rekreasyonel olarak büyük bir kaynak teşkil ettiği ve kaybedilmeleri halinde bir daha geri getirilemeyeceği, Sulak alanların giderek artan şekilde kaybına sebep olacak hareketleri şimdi ve gelecekte durdurmak gerektiği bir gerçek. Biz bunu Devlet olarak, uluslararası anlaşmalar ile taahhüt etmişiz. Dahası, yaşam biçimi olarak kabul etmişiz…

Buradan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel

Müdürlüğü’ne (Özel Çevre Koruma Kurumu), Gölbaşı Belediyesi’ne ve Taşçı İşletmelere çağrıda bulunuyorum: “ Bu katliamı durdurun, geleceğimiz için, çevre için, doğada yaşamayı hak eden canlılar için, çocuklarımızın-torunlarımızın da bu güzellikleri görmeye hakkı olduğunu sakın unutmayın. Günlük menfaatlere, kısa vadeli kazançlara, siyasi çıkarlara aldanmayın. Hepimiz aynı havayı soluyoruz.” şeklinde konuştu.

Gölbaşı Belediyesi’nin Gölbaşı’na artı değer sağlayan taşçılara da yol göstermesi gerektiğini vurgulayan Halil Ayan, Çevre Koruma’dan da müracaatla arıtma tesisi istenebileceğini, yerel yönetimin de takipçisi olup atıkların depolanması için tesis kurulması gerektiğini vurguladı.

Çevre Koruma Kurumu’nun taşın altına elini koyarak, çözüme kavuşturulması gerektiğini aktarırken, “Doğayı düşünen yok, doğadan beslenen çok” diyerek tepkisini dile getirdi.

Kaynak: Göl Haber...
Haber Merve Şahin

Güncelleme Tarihi: 19 Kasım 2013, 18:48
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER