Emircan Güray… Ankaralı eğlenceseverlerin yakından tanıdığı bir isim…
Makedon asıllı bir baba ve Ispartalı bir annenin 3.çocuğundan biri ve en küçüğü… Babasının ticaretle uğraşmasından dolayı çocukluk ve gençlik yıllarını İstanbul ve Isparta arasında geçirmek zorunda kalan eğitimini ise çalışmak zorunda olduğu için Lise’ye kadar tamamlayabilen bir isim Emircan. Müzik onun için başka bir evren. Hatta Müziği tarif etmek ve bir kalıba sokmak bile çok zor… Çünkü müzik onun için ‘başka bir dünya’…
Emircan ile bizi buluşturan ise onun müziğe olan aşkı…. Emircan bu aşkını ‘Yanıma Yaklaşma’ single ile ölümsüzleştirdi ve yönetmenliğini Kemal BAŞBUĞ’u n yaptığı klip ile de taçlandırdı.
İlk single ve klibi ile müzik dünyasına merhaba diyen Emircan Güray ile Gölbaşı’nda buluşuyor, kimlerle çalıştığı ve ilerideki hedefleri üzerine çok keyifli bir söyleşi yapıyoruz.
Yaklaşık 2 yıl haber spikerliği ve program yapımcılığı da yapmış olan ve Ankara’da sahne aldığı mekanlarda başarılı çalışmalara imza atıktan sonra uzun süredir üzerinde çalıştığı söz ve müziği Mert Dörter'e ait düzenlemesi Okan Akı tarafından yapılan "Yanıma Yaklaşma" single ile müzik dünyasına merhaba diyen Emircan Gölbaşı Net Haber’e çok özel açıklamalarda bulundu.
İşte o çok özel röportajın ayrıntıları…
Müzikle ilk ne zaman tanıştınız?
BÜTÜN GÖZLERİN BENİM ÜZERİMDE OLMASINI SEVDİM…
Müzik benim hayatımda ilkokuldan beri var. İlk sahne tecrübem tiyatroda piyesle oldu. Hafif bir müzikaldi. Sevgili öğretmenim Berrin Yavuz müzikal bölüme eşlik etmemi istemişti. Sonra bana ‘Sen tiyatroda değil tek başına sahnede olmalısın bir de bunu deneyelim’ dedi. Aynı gösterinin içerisinde 10 yaşındayken 2.bir sahne şansım oldu. Piyeste güzeldi ama sahneye çıkıp tek başıma şarkı söylediğimde asıl yerimin orası olduğunun farkına vardım. Biraz egoistçe bir düşünceydi ama bütün gözlerin benim üzerimde olmasını sevdim. Şarkı söylemeyi zaten seviyorum. O süreçten bugüne kadar her zaman müzik hayatımda oldu.
Müzik sizin için ne ifade ediyor?
MÜZİK BAŞKA BİR EVREN…
Müziğin ifade şekli çok zor. Derin bir konu. Müzik başka bir dünya. Belki ağır bir laf olacak ama gerçekten şizofrenik yaşamak zorunda kalıyorsunuz. Çünkü sahneye çıktığınız andan itibaren farklı bir boyuta geçiş yapıyorsunuz. O an için ailenizden çok yakın birini kaybetmiş bile olsanız sahneye çıktığınızda bunu yansıtmama görevini edinmek yerine gerçekten o ruh halinde oraya çıkıyorsunuz. Sahneye çıktığınız anda siz Emircan’sanız bile o anda Emircan değilsiniz. Bütün gözler üzerinizde ve sizden eğlenmek adına beklentilerle gelmiş insanlar var. Bir şeyler görmeye yaşamaya sizin duygularınıza ortak olmaya gelmiş insanlar var. Dolayısıyla Müzik başka bir evren özeti bu.
Ailenizde müzikle uğraşan var mıydı?
Müzikle doğrudan uğraşan yok. Ama bizim aile biraz eğlenceli. Hem anne tarafım hem de baba tarafım kendi aralarında meşk ederlermiş. Rahmetli babamın çok genç yaşlarda sesinin çok güzel olduğunu hatta müezzinlik yaptığını duydum. Anneannemin de sesi çok güzelmiş. Ama doğrudan uğraşan yok aralarından bir ben çıktım.
Müziğin dışında ilgi duyduğunuz başka bir sanat alanı var mı?
Var olmaz mı? Resim yapmayı çok severdim eskiden. Öğrencilik zamanlarımda derecelerim de oldu. Onun dışında maketle uğraşmayı seviyorum. Model araçlar, evler. Çok sabırlıyım herhalde. Maketleri yaparken saatlerce uğraşabilirim herhalde. Böyle meşgaleleri seviyorum.
Rol model aldığınız bir isim var mı?
KENDİM OLMAYI TERCİH ETTİM
Rol Model değilse bile müziğine hayran olduğum çok isim var. Birini rol model almak sizin kişiliğinizde farklılaşmaya yol açacağı için ben bunu seçmedim. Kendim olmayı tercih ettim. Ben benim. Evimde, sokakta nasılsam aynı şekilde sahne de öyleyim. Ama müziğini beğendim çok insan var. Özellikle 90’larda müzik yapmış olan müzisyenlere hayranım. Yenilerde güzel ama 90’lar hep çok farklı.
‘Yanıma Yaklaşma’ sizin ilk çalışmanız. Biraz hazırlık aşamasından bahseder misiniz?
YANLIŞ ZAMANDA YANLIŞ İNSANLARLA OLDUM
Aslına bakarsanız hazırlık aşaması yaklaşık 16 yaşından bu yana sürüyor. Çok küçük yaşlarda olduğum için 2 kere albüm teklifi almama rağmen 16 yaşında bu işi yapamadım. Beklemeye geçtik. 2006 yılında bir girişimim daha oldu. Yanlış insanlarla yanlış noktalarda olduğum için bütün projeyi çöpe atmak zorunda kaldık. Bu tabiî ki çok büyük bir travma. Bunun üzerinden 7 sene geçmesi gerekti. Benim kendimi toplamam o ruha bürünmem tekrar insanlara güvenebilmem açısından zor oldu.
‘Yanıma Yaklaşma’nın hazırlık aşaması 6-7 ayımızı aldı. Çünkü başlarda biz single olarak çıkmayı düşünmüyorduk. 3-4 şarkılık Bir maxi single düşünüyorduk. Sonra karar değişikliği ile tek parçaya geçtik. 6-7 ay ben 250’in üzerinde şarkı dinledim. Ve sevgili yapımcım Ümit Akıncı ile ortak bir karar verdik. Çok sevdiğim ağabeyim Ümit Akıncı ‘Madem böyle bir şey yapacaksın başkalarının desteğine ihtiyaç duymadan benimle yürümek ister misin?’ Dedi. Çok güvendiğim bir insan. Başkalarının kurt kapanında olmak yerine Ümit Beyin yanında olmak daha mantıklı geldi. Sonra ortak çalışma ile bir bebeği ortaya koyduk. Bu çok keyifli bir şey.
Hiç size bu olmamış tutmaz diyen oldu mu?
Türkiye’de maalesef bir şeyler yapmak isteyen insanları desteklemek yerine kösteklemek isteyenler tabii ki oluyor. Aslında sizin kulvarınızda olmamasına rağmen artık başarınızı mı yükselmenizi mi görmek istemezler onu bilmiyorum ama böyle ruh halinde olan insanlar var. Sevenlerimiz olduğu kadar sevmeyenlerimiz de var.
Single için 250 eserin içinden birini seçtiniz. ‘Yanıma Yaklaşma… Bu seri seçmenizdeki en büyük etken nedir?
ŞARKIDA KENDİMİ BULDUM
Benim şarkının içinde kendimi bulmam gerekiyor. Bugüne kadar yaşamış olduklarınızı siz kağıda dökemezsiniz belki ama birileri sizin adınıza kağıda döküyor. Bunu Türkiye’de en güzel yapan Sezen Aksu zaten. Başarısının sırrı bu. Çünkü kraliçenin yazdığı her şarkı da mutlaka her insan kendini buluyor. Dolayısıyla ben Yanıma yaklaşmayı ilk dinlediğimde şarkının benlik olduğuna karar verdim.
Yanıma Yaklaşma’nın içerisinde hayatla dalga geçen, insanları dikkate almayan bir adam var. Sevdiklerimi elbette ki dikkate alıyorum ama çok da takılmaması gereken şeyleri kafama takmıyorum açıkçası. O yüzden de ‘Yanıma Yaklaşma’da kendimi buldum. Şarkıyla ilgili olumsuz konuşan tek bir insan oldu o da çok sevdiğim canciğer bir dostum. Dedim ki olabilir belki de onun ruhuna hitap etmedi. ‘Bu seni başarıya götürmez’ dedi. Fakat şükürler olsun yanılmadık. Bunca insan aynı gözle bakıyorsa bir kişinin söylediği doğru olmaya bilir. Yanıma Yaklaşma herkes tarafından sevildi. Şarkı da hem Rum, hem balkan hem Türk hem de arap ezgileri var. Şarkımızı seçmemizde ki amaç buydu.
Biraz da klip çekimlerinizden bahseder misiniz?
KEMAL BAŞBUĞ İLE ÇALIŞMAK HAYALİMDİ…
Klip yaz aylarında olmasından dolayı çok güzel olmalıydı. Hareketli bir şarkı. Hiç tereddütsüz hayallerimden biri sevgili Kemal Başbuğ ile çalışmaktı. Sevgili Mert Dörter aracılığı ile hiç kimseye gitmeden ilk teklifi Kemal Başbuğ’a götürdük. Şarkımızı dinledi. Ve direk gel dedi. Sonrasında klip aşaması. Büyük usta Kemal Başbuğ çok titiz bir çalışma ortaya çıkardı. Keza eşi de öyle. Çok destek oldular. Çekimlerimiz 18 saat sürdü. 48 kişi ile çekilen bir klip oldu. Bir karnaval havası yaşatmak istedik. Öyle de oldu.
Askerliğinizi Ankara’da yaptıktan sonra burada yaşamaya karar vermişsiniz. Sizi Ankara’da yaşamaya karar vermenize iten sebep nedir?
BEN ATATÜRK ÇOCUĞUYUM
Ben uzun zamandır Ankara’dayım. 13-14 sene olacak. Bunda çok samimi olacağım. Ankara’da yaşamaya karar vermemdeki en büyük etken Isparta’dan kurutulmaktı. Orada yaşamak istemiyordum. İnsanı ile bir sıkıntım yok ama İstanbul’da yaşadıktan sonra daha orta halli bir Anadolu şehrinde yaşamak benim için çok zordu. Tek başınıza hayat mücadelesine girmek ve bir şeyleri ispatlamak konusunda bir görev ediniyorsunuz kendinize. Ankara’dan çok etkilendim. Bir de ben Atatürk çocuğuyum. Anıtkabir’e çok yakın bir yerde de askerlik yaptığım için Atatürk ile her dakika göz göze gelmek gibi bir şeydi Ankara’da olmak. Ankara öncelikle Atam’dan dolayı beni etkiledi.
Hayranlarınızla iletişiminiz nasıl?
SEVENLERİMİN SÖZÜNÜ DİNLEDİM
Ankara çok kolay bir sahne değil. Ama vermiş olduğunuz emeklerin karşılığını alıyorsunuz. Ankara insanı her ne kadar sıcakkanlı olsa da dinleyeceği insanı çok istisnai seçiyor, irdeliyor. Kolay beğenmiyor. Onları kendinize ısıtmanız uzun zamanınızı alıyor. Bu benim yaklaşık 7-8 senemi aldı. Beni sevdiler. Yalnız bırakmadılar. Ankara’da sevenlerim zaten vardı. Amacımız bu sevgiyi single ile Türkiye’ye taşımaktı. Her zaman insanlardan duyduğum bir şey var. ‘Sen çok yürektensin çok gerçeksin bunu neden sadece Ankara ile sınırlıyorsun. Sevenlerimin gazı ile de bir yerde bu işe başladım diyebilirim.
Ben gerçekten içim dışımda olan bir insanım. Kızgınlığımı, üzüntümü, sevdiğimi sevmediğimi asla saklayamam. Herkes bu samimiyeti gördüğü için ‘gel sen bunu Türkiye’ye yay’ dediler. Ben de onların sözünü dinledim.
Ankara’da hangi mekânlarda çalıştınız ya da şuanda sahne aldığınız bir mekân var mı?
Ben kısa süreli hiçbir yerde çalışmam. En kısa süreli çalıştığım 2 yıl olmuştur. Onlarda muhtemelen çalıştığım yerlerdeki sıkıntılardan dolayı olmuştur. Yoksa beni sevdiklerini hissettikten sonra bir yerde 10 sene bile çalışabilirim. Şuanda 3 yıldır çalıştığım Gitanes BAR’dayız. Hafta sonları oradayız. Elimden geldiği kadarı değil daha fazlasını yapmaya çalışıyorum. Bizi dinlemeye gelenler, bütün haftanın kötü enerjisini üzerinden atmak ve haftaya iyi başlamak için geliyorlar. Bende bunu yapmaya çalıyorum.
Hayranlarınızı bir sürpriz bekliyor mu? Yeni projeler var mı?
Sürprizlere devam. Yine söz müziği Mert Dörter’e ait iki güzel şarkımız var. Onlar inandığım slowlarım. İnsanları biraz hüzünlendireceğiz galiba. Onları bir maxi de toplayıp ‘Yanıma Yaklaşma’nın dans versiyonunda yer alacağı bir sürprizimiz olacak. Hedeflediğimiz projeler yoluna konulacak. Eylül sonu Ekim başı gibi ikinci bir kliple sürpriz yapabilirim.
Emircan’ın kamera önünde çok güler yüzlü ve neşeli biri görünüyor. Peki kendinizle başbaşa kaldığınızda ağladığınız, hüzünlendiğiniz oluyor mu?
Ben çok fazla duygusal biriyim. Başak burcunun verdiği bir duygusallık mı desem bilmiyorum. Ağlarım tabii ki de. Ağlamazsınız iki seçeneği var. Ya çok gaddarsınızdır ya da ağlayamıyorsunuzdur çok büyük bir travma geçirmişsinizdir. Ben bir komedi filminin küçücük bir duysal sahnesinde bile gözyaşı dökebilen biriyim. Ağlarım…
Biriyle Düet yapmak isteseydiniz kiminle yapardınız?
FUNDA ARAR’
Ben Funda Arar’ın müziğine bayılıyorum. Çok muhteşem duygularını yansıtabilen bir yorumu var. Çok sertte kullanabilir çok duygusalda kullanabilir sesini. Güçlü bir yorumcu. Bir gün düet yapacak olursam ilk düetimin sevgili Funda Arar’la olmasını istiyorum. Kendi yorumuma, duygularıma hitap eden biri ile aynı müziği paylaşmak ve aynı eserde buluşmak başka bir şey olsa gerek.
Müziğe gönül vermiş gençlere ne tavsiye edersiniz? Hayallerinin peşinen koşsunlar mı?
Kesinlikle. Yılmadan devam etsinler. Çünkü Müzik sizi bırakmıyor. Başka meslekleri seçseler bile. Müziği terapi olarak yapmaları kişisel gelişimlerinde ilerleyen yaşlarında büyük bir terapi oluyor. Amatörce bile olsa sakın yakasını bırakmasınlar.
Uzun zamandır Ankara’da yaşıyorsunuz. Gölbaşı’na ilk gelişiniz mi?
Hayır ilk değil. Ben annemle beraber yaşıyorum. Gölbaşı annemle sık sık ziyaret ettiğimiz yerlerden bir tanesi. Özellikle Mogan Park. Gölbaşı’nı seviyorum. Ankara’da su birikintisine hasretiz. Gölbaşı bu ihtiyacı karşılamak için muhteşem bir yer.
Emircan’ın en büyük hayali nedir?
YAŞLILARA SON DEMLERİNİ İYİ YAŞATMAK İSTİYORUM
Ben diğer şarkıcılara göre farklı bir adamım galiba. Çok büyük bir hayalim var. Tabi bunun için kendimi işimi ve maddiyatımı yükseltmem gerekir. Çünkü ben hayvanlara, çocuklara, yaşlılara karşı fazla bir merhametim var. Özellikle kimsesi olmayan yaşlı insanlarımıza karşı. Nasip olursa böyle bir kurum kurmak gibi bir hayalim var. Tabi bunun için vakıf kurmanız gerekiyor. maddiyat çok önemli. Yaşlılara son demlerini iyi yaşatmak istiyorum….
Şarkı söylemek bazen göründüğünün çok ötesinde yıllardır kurulan hayallerin gerçekleştiği "an"ları yaşatırlar söyleyen kişilere... EMİRCAN’ın hayalleri gibi!
"YANIMA YAKLAŞMA"
Yapım: Proland
Yapımcı: Ümit AKINCI
Söz-Müzik: Mert DÖRTER
Aranje-Müzik Yönetmeni: Okan AKI
Stüdyo: DB Music Studios
Tonmaister: Koray PÜSKÜL
Mix ve Mastering: Okan AKI
Fotoğraf: Oktay BİNGÖL
PR & Medya İletişim: Sacit PAPAKÇI