Gölbaşı, 'Sağlık çalışanlarına vefa' yarışmasında Ankara birincisi oldu

Milli Eğitim Bakanlığı, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri arasında, 'Sağlık Çalışanlarına Vefa' konulu mektup, resim ve kısa film yarışmaları düzenledi.

Gölbaşı, 'Sağlık çalışanlarına vefa' yarışmasında Ankara birincisi oldu

Milli Eğitim Bakanlığı, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri arasında, 'Sağlık Çalışanlarına Vefa' konulu mektup, resim ve kısa film yarışmaları düzenledi.

Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı işbirliğinde düzenlenen "Sağlık Çalışanlarına Vefa" konulu mektup yarışmasında Gölbaşı Şehit Bülent Göçer İlkokulu 4. Sınıf öğrencisi Ayşe Hümeyra Gündoğdu,  Ankara birincisi ve Türkiye ikincisi oldu.

Yarışmanın ardından Gölbaşı Şehit Bülent Göçer İlkokulu 4. Sınıf öğrencisi Ayşe Hümeyra Gündoğdu,  İlçe Milli Eğitim Müdürü Salih Namal’ı ziyaret etti.

Ziyarette İlçe Milli Eğitim Müdürü Salih Namal, Gölbaşı Şehit Bülent Göçer İlkokulu 4. Sınıf öğrencisi Ayşe Hümeyra Gündoğdu’yu tebrik ederek, ödüllendirdi.

Gölbaşı Şehit Bülent Göçer İlkokulu 4. Sınıf öğrencisi Ayşe Hümeyra Gündoğdu’ya,  Ankara birincisi ve Türkiye ikinciliği getiren o mektup:

“SERMAYESİ İNSANLIK OLAN KOCA YÜREKLİLER

Belki de unuttunuz bol limonlu bir çorbanın tadını, belki de unuttunuz sıcacık bir battaniyenin verdiği hissi Anne şefkatini, evlat sevgisini beklide unuttunuz görmeyeli.  Kim bilebilir aynada baktığınız gözlerinizin rengini bile belki de unuttunuz.  Peki, nedendi bu özveri, nedendi bu mücadele? Kaç evlada anne veya baba olabilmek için, kaç babaya veya anneye evlat… 

Kendi sağlığını başkalarının sağlığı bozulmasın diye kalkan yapan koca yürekliler;  her ne kadar başarılı olamasam da sizedir bu mektubum. Belki de kendi çocuğunuza olan hasretinizi dindiremeyeceğim, belki de silemeyeceğim uzakta olduğum için silmeye fırsatınızın olmadığı terinizi.  Biliyorum ne kadar uğraşsam da bir yazar olmadığım için değil, sizi anlatabilecek bir kelime bulamayacağımdan tamamlayamayacağım bu mektubu.  Kaç kişiydiniz bu hikâye ilk başladığı vakit? Kaç kişiniz gitti, kaç kişi kaldınız? Giden canların ardında bıraktığı acı hikâyelerini bile bile vazgeçmediniz.  Canlara can oldunuz, damarlara ise kan…

Hangi şehrimizin hangi hastanesini saysam, hangi hastanenin hangi polikliniğini… Mesaisi mezarda bitenlerinizi mi anlatsam, ya da bitkin halde merdivenlerde sabahlayanlarınızı mı? Hangi şairin hangi şiirinde bulsam sizi, hangi ressamın hangi resminde? Bu çocuk yüreğimin kaldırabileceği bir sevgi değil bilirim. Dilim dönmez, tıkanır kalırım. Mesaisi olmayan bir mesleğin, maaşını hesaplayacak muhasebesi de olmaz elbet…  Verdiğiniz hizmeti temsil edebilecek bir miktara sahip olamaz hiçbir para.  Yarınlarını düşünmeden, hayallerini süslemeden, planlarını kurmadan geçen her gününüzün ödenemeyen bir karşılığı olsa gerek bu hissettiklerim.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER