Niye siyasette varsınız sorusunu kimlere soruyorum? Siyasetten ve bir siyasi partiden kişilik bulanlar, itibar kazananlar hak etmediği bu sahte itibarı, millete ötelemek, sınıflandırmak için kullananlar, konjektörün getirisiyle hak etmedikleri bir yere gelip asıl yapılması gerekenlerin; millete hizmet olduğunu unutup vatandaşların isteklerine “bunlar ne diyor, yapmaya mecbur muyum? Öf!” diye cevap verenlere siyaseti ve bulundukları makama geçmiş diyetlerini ödetenler, “bu benim arkadaşım, akrabam veya yalakam” diyerek liyakat aramayıp “hak etti” sırf bana zarar gelmez diye onları göreve getirip; makama zarar vermekte ve kendilerini koruma altına almaktadırlar. Siyaset gönlü bol insanların işidir. Ufku geniş insanların işidir. Mazlumun hakkını arayanların işidir. Bunlar sizde yoksa sırf çevrem görev süremde dahi olsa bana itibar etsin,”filanca kişi beni zamanında küçümsemişti şimdi ayağıma geldi” diye benlik tatmini için siyaset yapanlar bilmelidirler ki; bunun bu dünyada ve ahrette bir sorgusu ve cezası vardır.

Siyasetçinin bir Dünya görüşü yoksa çizgisiz yaşar. Bir çıkar merciinden bir diğerine gider ve “sıfır” olarak öbür dünyaya göçer. Ya nasıl sıfır adam? Filanca yerin başkanı oldu ya. Oldu ama ekibini çizgisizlerden ve kendi gibilerden kurdu. Onlar da sen görevden gidince başka çıkar merciine kaydılar. Sen yalnız kaldın. Etrafında sadece en fazla kıyak yaptığın 7-8 kişi kaldı. Öbür dünyada o kıyakların da bedelini vereceksiniz. Dinimiz böyle diyor.

Çocuk yaşta siyasetle tanışmış biri olarak, çok genç yaşta ilçe başkanlığı yaptım. Zamanı varken GELİN; bu asil millete hizmet edin. Siyaset millete iyi bir hizmet zeminidir. Bu zemini iyi değerlendirin, geçmişte iyi veya kötü siyaset yapanları değerlendirin. İyi yapanlar, hala gönüllerin başkanı iken, kötü yapanların takdirini size bırakıyorum. İstisnalar kaideyi bozmaz. Allah bizim o istisnalardan olmamızı nasip eylesin.