KARANTİNANIN ÜÇ GÜNÜ

KARANTİNANIN ÜÇ GÜNÜ

KARANTİNANIN ÜÇ GÜNÜ

Anadolu Ajansı Gölbaşı muhabiri Soner Aksakal, Coronovirüs'le ilgili , umreden gelen vatandaşların KYK yurtlarında karantina altına alınması, alınan tedbirleri ve yaşananları bir bir anlattı.

Aksakal yazısında şu ifadelere yer verdi;

KARANTİNANIN ÜÇ GÜNÜ

Her şey üç gün önce başladı. Tüm dünyayı kasıp kavuran, küresel çapta devasa bir hızla yayılan Coronavirüs Türkiye’nin de kapısını çalmıştı. O dakikaya kadar devletin temkinli politikaları işe yaramış ve bu virüsten korunmayı başarmıştık. Bir şekilde gelecekti, buna hazırdık ve o gün geldiğinde gece yarısı apar topar yapılan bir açıklamayla birlikte virüsle sınavımız başlamıştı. Vatandaşlarımız da bir yandan yuvaya dönüyordu. Hem onların sağlığını hem toplum sağlığını düşünmek zorundaydı devlet. Çok kısa sürede karar alınmalıydı ve tek bir bölgede yapılmalıydı karantina.

Karar verilmişti. Tatil nedeniyle öğrencilerin çoğunun evine gitmek üzere ayrıldığı ve Ankara’nın en büyük kapasiteye sahip olan öğrenci yurdu tercih edildi. Hayatımızda ilk defa karşılaştığımız bu olağanüstü duruma karşı süremiz kısıtlıydı, geçen her dakika önemliydi. Öğrencilerin ve yurtdışından gelen vatandaşlarımızın sağlığı açısından bir an önce yurtlar boşaltılıp temizlenmeliydi. Sağlık Bakanlığı, Ankara Valiliği, Gölbaşı Kaymakamlığı ve Gölbaşı Belediyesi acil bir şekilde hummalı bir çalışma başlattı. Süre kısıtlı olmasına rağmen tüm imkanlar seferber edilerek öğrencilerin tahliyesi başlatıldı. Hiçbir mağduriyete yer vermemek için Gölbaşı Belediyesi, servisleri vasıtasıyla, öğrencilerin bölgeden taşınmasını sağladı. Bir an önce yurt temizliğinin yapılması için tüm personel harekete geçti. Çünkü sabahın erken saatlerinde karantinaya alınan vatandaşlarımız peyderpey gelmeye başlayacaktı. Zamanla yarışan koordinasyon merkezi en az aksaklıkla işin üstesinden gelmeye çalışıyordu. Elbette ki kısmi aksaklıklar yaşanacaktı. Sabahın erken saatlerinde hiçbir şey bilmediğimiz bir sınavı vermeye başladık. Herkes olan biteni merak ediyor, bu süreçte konu hakkında hiçbir bilgisi olmayan kendini bilmezlerle de ayrıca bir sınav veriliyordu.

Dünya Sağlık Örgütü kararı gereğince yurtdışından giriş yapan her vatandaşın tedbir amaçlı 14 gün karantinaya alınması kuralı anlaşılmamıştı. Bu zorunlu bir tedbirdi. Karantinadaki vatandaşlar için “misafir” ifadesi bu yüzden kullanılıyordu. Karantinada olan vatandaşlarımızın virüslü olmadığını anlamamakta ısrar eden bir güruh da vardı. Her şey şeffaf olmasına rağmen, atılan tüm adımlar an be an paylaşılmasına rağmen kaos ve panikten beslenenlerin art niyetli tutum ve davranışlarıyla birlikte başka bir sınav daha verilmeye başlandı.

Altını çizerek vuguluyorum, böyle olağanüstü durumlarda aksilik olmaması mümkün değildir. Önemli olan niyet ve çabanın bu aksiliklerin üstesinden gelebilmesidir. Bu tür durumlardan beslenmeye çalışan zihinler emin olun coronavirüs gibi bugünün değil, yüzyılların virüsüdür. Bu virüslerin dışarıda ve içeride kamuoyunu zehirleme çabası devlet, yetkililer ve bu uğurda gece gündüz görev yapan bakanından, vali, kaymakam, belediye başkanı, emniyetine, AFAD, Kızılay’ından basın mensupları, belediye işçileri, kamu personeli ve temizlik görevlisine kadar uykusuz kalan tüm insanlara bir zulümdür. Dışarıda kamuoyunu yanlış bilgilendirme veya kendi nefsi tatminini sağlamak amacıyla yapmaya çalıştıkları paylaşımlarla toplumu paniğe sevk etmeye çalışan virüsler, karantina bölgesi içerisinde görevi kafilelere hizmet etmek olan bazı özel sektör kafile başkanlarının içerideki misafirlerimizi kışkırtma çabalarının üstesinden de gelmeyi başaran yetkilileri gün geldiğinde ayakta alkışlamamız gerektiğini herkes öğrenecek. Bu süreçte sabrından ödün vermeyen, uykusuz kalan ve içerideki vatandaşlarımıza kendi annesi, kendi kardeşi, evladı gibi hizmet veren tüm görevlileri tebrik ediyor, kendilerine minnet borcumu bildiriyorum. Bu arada görevim gereği titizlikle yürütülen bu sürece darbe vurmaya çalışan, karantinadaki insanları provake etmeye çalışan özel şirketlerin bazı kafile başkanlarının ne yapmaya çalıştığını da biliyoruz ve kamuoyunu bu konuda uyarma mecburiyetindeyiz. Bu tür insanlar, sağlanmaya çalışılan ve tüm imkanların seferber edildiği karantina bölgesini huzursuzlaştırma ve kendi çaplarınca çeşitli girişimlerde bulunarak yalan dolan dolu hikayelerini servis etme çabasındalar. Ama emin olmaları gereken nokta şu ki, şu an mücadele edilen virüs çok daha önemli ve sizin gibi virüslerle uğraşacak vaktimiz yok. Ancak yapmaya çalıştığınız bu provakatif eylemlere karşı kayıtsız kalmayacağımızı bilin! İnsan olmayı, insanlara hizmet etmeyi ve onların sağlığını korumakla görevli olduğunuzu ve tüm bunların sizin ticari kaygılarınızdan önemli olduğunu tekrar hatırlatırız.

Olayın ilk gününden itibaren karantina bölgesinde görevli olan bir gazeteci olarak herkesin kafasında soru işareti olan bazı konulara bilgim dahilinde buradan yanıt vermek istiyorum. Üç gündür gece gündüz şahitlik ettiğim karantina uygulamaları ve genel gidişatı sizinle paylaşmak istiyorum.

1) Karantina bölgesinde (Gölbaşı KYK Yurtları) pozitif vaka var mı?

Hayır. Gölbaşı’na gelen kafileler buraya gelmeden önce havaalanında ateş ölçümü yapılmıştır. Yüksek ateşi olan hiçbir vatandaş buraya getirilmemiştir. Direkt ilgili hastanelere sevkleri gerçekleştirilmiştir. Bu 14 günlük süreç tamamen kanunidir. Pozitif vaka söz konusu değildir, karantina uygulaması önleyici tedbir amaçlı olarak uygulanmaktadır. Virüsten bahsedeceksek iki ayaklı, kendini bilmez, ortamı bulandırmaya çalışan ve yapılan hizmetleri baltalamak için uğraşan özel şirketlerin bazı kafile başkanları dışında herhangi bir virüs yok.

2) Öğrencilerin mağduriyeti söz konusu mu?

Çok kısa zamanda hazırlık yapılması gerektiği için ve bazı öğrencilerin gece itibariyle yurtta olmamasından kaynaklı bazı olumsuzlukların gerçekleştiği söylenebilir. Buna karşılık Gölbaşı Kaymakamı ve Gölbaşı Belediye Başkanını arayan esnafların girişimleriyle mağduriyet oluşmasına izin verilmemiştir. Tahliye gecesinde Gölbaşı Belediyesi, öğrencileri istedikleri yere taşımış, özel yurtlar kadın öğrencilere kapılarını açmış, iş insanları tüm öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak için hazır olduklarını ifade etmiştir. Konuyla yakından ilgilenen Gölbaşı Kaymakamı ve Gölbaşı Belediye Başkanı tüm talepleri yerine getirerek güçlü devlet olgusunu bir kez daha ortaya koymuştur. Bununla kalmayıp, Gölbaşı Belediyesi karantinadaki misafirlerin yakınlarıyla özel olarak ilgilenmiş, taleplerini yerine getirmiştir. Karantina bölgesinin yakınında çadırlar kurarak hem basın mensuplarına hem de misafir yakınlarına hizmet vermiştir.

3) Karantina uygulamaları nasıl yapılıyor? Yurtlar ne durumda?

Başta belirttiğim gibi hayatımızda ilk defa böyle bir sınavdan geçiyoruz. Çok ani alınmış bir karar olmasına rağmen, tüm samimiyetimle dile getirmek isterim ki, özverili çalışma ve aşırı mesailerle süreç olabildiğince iyi yürümektedir. İlk günkü telaşta aksaklıkların yaşandığını söyleyebiliriz, bunu yetkililer de ifade ettiler. Temizlik konusunda zaten halihazırda yaşam alanı olan odalarda çok büyük bir temizlik zaafiyetinin olduğunun söylenmesi haksızlıktır. Ankara’nın en temiz öğrenci yurtlarından behsetmekteyiz. Öğrencilerin çıkışından sonraki temizlik çalışmalarında kısmi aksaklıklar yaşandı fakat bu sadece birkaç saat sürdü. Yatak örtüleri ve kişisel kullanım alanlarındaki temizliğin tamamı ilk gün yetiştirilmeye çalışıldı. Bugün üçüncü gün. Yaşanan tüm aksaklıklar tamamen kontrol altına alınarak steril bir ortam yaratıldı. Herkesin merak ettiği bir konuyu tekrar dile getireyim. Karantina tedbirleri çerçevesinde her odada yalnızca bir kişinin kalması sağlanıyor. Talepler üzerine dışarıda kurulan market tarzı yerler dahi oluşturuldu. Misafirlerin günlük olarak ateşleri ölçülüyor, sağlık kontrolleri yapılıyor  . Bölgede 24 saat sağlık ekipleri ve emniyet güçleri hazır bulunduruluyor. Tekrar söyleyelim: Şu ana kadar ciddi bir sağlık sorunu yaşanmadı.

4) Gölbaşı ne düşünüyor?

Karantina kararının aldığı ilk gün doğal olarak herkesin kafasında soru işaretleri ve endişe vardı. Ancak bugün Gölbaşı Kaymakamı ve Gölbaşı Belediye Başkanının halk üzerindeki güvenilirliği bu işin üstesinden gelmekte ve tedirginliği ortadan kaldırmakta etkili oldu. Yine kaymakam ve belediye başkanı; siyasi parti temsilcilerine, sivil toplum örgütlerine konuyla ilgili gerekli bilgilendirmeleri yaptı. Taraflar sürecin el birliğiyle yürütülmesi adına ‘ne gerekiyorsa yaparız’ mesajları verdiler. Devletin ve Sağlık Bakanlığının yürüttüğü bu süreci Gölbaşı halkı da takdirle karşılamaktadır ve alınan tedbirlerin hepsine harfiyen uymaktadır. Esnafıyla, vatandaşıyla, siyasetçisiyle Gölbaşı kamuoyu, bu tür acil durumları soğukkanlılıkla karşılamayı bilen bir yapı içerisindedir. 15 Temmuz’da gösterdiği birlik, beraberlik ve dayanışma bunun en büyük örneğidir. Bugün de devletine bağlılığıyla sadece tedbirleri uygulamakla yetinmeyip, üzerine düşen tüm vazifeleri de yerine getirmekten gurur duyan bir toplumdur. Bu yüzden bu sınavı da başarıyla atlatarak misafirlerine ev sahipliği yapıp tarihi vazifesini gururla tamamlayacaktır.

5) Dezenfektasyon ne durumda?

Öncelikle misafirler için alanda dezenfekte işlemleri titizlikle yürütülmeye çalışıldı. Halihazırda steril bir ortam sağlandı. İlk gün itibarıyla giriş çıkış yapan araçlar dahil olmak üzere, Gölbaşı Belediyesi dezenfekte ekipleri tarafından tedbir amaçlı dışarı çıkarılmadı. Bu konuyla ilgili titizlik had safhadadır. Unutulmaması gereken şey şu: Bakanlığın açıkladığı tedbirler bireysel olarak uygulandığı takdirde bu sürecin üstesinden hep birlikte gelinecektir.

Bu yazının sonunda bir şeyi daha tekrar vutgulamam gerekiyor. Kimse kusura bakmasın, yaşadığımız süreç tüm dünyada olduğu gibi bizim için de zorlu bir süreçtir. Bu süreçte emek veren, hizmet eden, görevini yerine getiren, bizzat gözlemlediğim, mesai mefhumu tanımaksızın insanüstü bir çabayla mücadele veren başta Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ankara Valisi Vasip Şahin, Gölbaşı Kaymakamı Tülay Baydar Bilgihan, Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek’in tüm bu çabalarını kimse görmezden gelmesin. Duyarlılığıyla destek olan siyasiler de dahil olmak üzere bu insanların görevlerine destek olmak varken zorlaştırma çabasından vazgeçmek, onların morallerini de tıpkı misafirlerimiz gibi yüksek tutmak hepimizin vatandaşlık görevidir. Hamaset için söylemiyorum, bu kadar emeği bu insanların morallerini bozmanın hiçbirimize faydası olmayacaktır. Herkesi duyarlılığa davet ediyorum.

Sözlerimi hepimizin takdirini kazanmış Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın cümleleriyle bitiriyorum: Koronavirüs, alacağımız tedbirlerden daha güçlü değildir.

Güncelleme Tarihi: 17 Mart 2020, 20:36
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER