Gökhan Koçak, Cahar Dudayev ‘i ölümünün 16. Yılında rahmet andı. Koçak yayınladığı mesajında ‘Mü’min yaşadı, Mü’min olarak rabbine kavuştu’ diyerek, Dudayev’i minnet ve şükranla andı. Koçak, mesajında şu ifadelere yer verdi:
Cahar Dudayev dönemi, La ilahe illallah Muhammeden Resulullah seslerinin yükseldiği, yurdun her köşesinin cihad talimgâhlarına dönüştüğü Kafkasların, bağımsızlık mücadelesinin verildiği dönemdir. Yediden yetmişe herkesin mücahid haline geldiği, imanın vatan sevdasıyla bütünleştiği mazlumlar yurdu, dünyanın soykırıma göz yumduğu bölgelerden biridir Çeçenistan.
On dokuzuncu asrın ortalarında, çarlık Rusya’sının Kafkas halklarına uyguladığı sürgün Süreci başlamış ve Çeçenleri de içine almıştı. Çeçenler sürgün dönüşü yurtlarını tanıyamadılar. Camiler yıkılmış, mezarlıklar harap edilmişti. Öyle ya mezar taşları bir yurdun hakiki sahibini belli etmekteydi. Bütün zorluklara rağmen yurtlarına geri dönmüşlerdi.1944 yılında Çeçenistanın Yalho köyünde doğdu. Çok zeki ve başarılı bir öğrenci olan Dudayev 1962 yılında Tambov Askeri Pilot Yüksek Okulu'ndan, 1966 yılında da "Uzak Mesafe Uçakları Pilot ve Mühendis Yetiştirme Yüksek Okulundan mezun oldu. 1974 yılında Gagarin Hava Harp Akademisi'ni de bitiren Dudayev, 1. Sınıf pilot ve mühendis unvan’ını kazandı. Bu unvan’ı kazanan ilk Müslüman’dı. Üstelik bu okulları ve unvan’ları kendi milletine ihanet etmeden! Sovyet Rusya’sında normal hale gelmiş olan ayak oyunlarına, dalaverelere bulaşmadan! Günümüz insanı gibi kimseye yalakalık yapmadan, bileğinin hakkı ile elde etmişti. Gösterdiği başarılar neticesinde SSCB kendisine 12 madalya vermek zorunda kalmış ordu’da tümgeneralliğe yükselmişti. Bu Sovyetler Birliği tarihinde bir ilktir. Bir Müslüman’ın böyle bir noktayı elde etmesi imkansızdı. Ancak Musa (a.s)’ı Firavunun sarayında Firavun’a büyüttüren şanı yüce Allah, Dudayev’i de Rus Ordusunda üst düzeylere getirtmeye kadirdi.
23–25 Ekim 1990 tarihinde Çeçen Halk Kongresi yapıldı ve kongre bağımsızlık kararı aldı.27 Ekim 1990 tarihinde Çeçen-İnguş Cumhuriyeti ilan edildi. Bu tarihin sonrasında mazlum milletler hürriyetleri için birbiri ardına harekete geçtiler. Zulüm ile kimse abad olmamıştı. Sonunda yetmiş yıllık kara imparatorluğun dağılma süreci başladı.27 Ekim 1991 yılında yapılan seçimlerde % 85 oy oranı ile Çeçenistan Cumhurbaşkanı seçildi. Rusya Federasyonu bu seçimleri tanımasa da Cahar Dudayev Kur’an-ı Kerim üzerine yemin ederek göreve başladı. Kısa sürede Çeçenlerin bağımsızlık ateşinin söneceğini düşünenler bir kez daha yanılmış, kahraman Çeçen halkı, tüm olumsuzluklara rağmen Ruslara Çeçenistan’ı dar etmişlerdi.
Dünyanın demokrasi ve insanlık havarileri, çoluk çocuk demeden katledilen Çeçenlere seyirci kalmış, Dünya bir kez daha gözlerini Müslüman katliamına karşı kapatmıştı. 21 Nisan 1996 günü, üzüntümüzün ve yasımızın melekler katına çıktığı gündür. ’’ŞEREFSİZCE YAŞAMAKTANSA, ŞEREFLİCE ÖLMEYİ YEĞLERİM’’ diyen Dudayev-i Ruslar, uydu telefonu ile görüşmesi esnasın da uydudan tespit ettikleri yerini, bomba yağmuruna tutarak şehid ettiler. Tek cümleyle mü’min yaşadı ve mü’min olarak rabbine kavuştu. Rabbim bizleri iman dairesi içinde vatanı, milleti ve namusu için şahadet şerbetini içenlere komşu eylesin. Şahadetinin 16. Yılında Aziz insan Cahar Dudayev-i rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.
Bakın Dudayev bizim için ne demişti “Türkleri çok seviyorum. Tarih boyunca kahramanlıklarıyla, cesaret ve atılganlıklarıyla kendilerini kabul ettirmişlerdir. Milli ve manevi değerlerine bağlıdırlar. Dostluklarına güvenilir, düşmanlıklarından korkulur. Tarih boyunca İslâm âlemi Türklerden faydalanmıştır. Türkler güçlü oldukça İslâm âlemi rahat ve huzur içinde olmuştur; zayıfladıkça, İslâm alemi ezilmiş ve horlanmıştır. Türkler İslâm’ın koruyucu gücü olmuşlardır. Ancak ne yazık ki, bazı İslâm ülkeleri, emperyalist güçlerin oyununa gelerek Türklere ihanet etmişlerdir. Türklere ihanet ederek arkadan vuranlar belasını bulmuştur. Bugün bazı İslâm ülkelerindeki çıkmazlar ve sıkıntılar, bu tarihi hatanın bedelidir. Şimdi gururla söylemek istiyorum ki, Çeçenler tarih boyunca Türklere bağlı kalmışlar ve tarihin hiçbir döneminde ihanet etmemişlerdir. Türk milleti, maddi ve manevi değerlerine bağlı olduğu sürece yücelmiş ve yükselmiştir. Ve dünya tarihinin akışına yön vermişlerdir. O yüce değerlerden ayrıldıkça küçülmüşler ve sıkıntılara düşmüşlerdir. Unutulmasın ki, Türkiye hem Türk dünyasının, hem de İslâm âleminin ümit ışığıdır. Bu ışığın sönmesi hem İslâm âleminin, hem de Türk dünyasının karanlığa gömülmesi demektir."
Güncelleme Tarihi: 02 Mayıs 2012, 10:55
Mü'min yaşadı, Mü'min olarak rabbine kavuştu
Gökhan Koçak, Cahar Dudayev ‘i ölümünün 16. Yılında rahmet andı.
YORUM EKLE
NAMAZ VAKİTLERİ
İMSAK
06:08
GÜNEŞ
07:36
ÖĞLE
12:40
İKİNDİ
15:12
AKŞAM
17:34
YATSI
18:57
1
Bu ne rahatlık... Kaldırımlar nefessiz kaldı
2
İyi ki kameralar var... Bir de Olmasa...
3
Ercan Bilgin'in acı günü
4
Yelkenler Mogan'a
5
Ahmet Şafak Gölbaşılılarla buluşuyor
6
Ercan Bilgin'in acı günü
7
“Esere Saygıl Korsana Karşıyız“ ödül töreni
8
Sağlık Meslek Lisesi'nden büyük başarı
9
PKK'lıya montunu veren asker şehit oldu
10
Kendi çektiği Atatürk fotosuna gözü gibi bakıyor
ANKETTüm Anketler