Kimi der ki kadın
Uzun kış gecelerinde
Yatmak içindir.
Kimi der ki kadın yeşil bir
Harman yerinde dokuz zilli
Köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki ayalimdir.
Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal
O benim kollarım bacaklarım.
Yavrum, anam, karım, kız kardeşim
Hayat arkadaşımdır…
Böyle tanımlıyor Nazım Hikmet bir kadını anlatırken…
Kimileri için cinsel bir objeden öteye gidemeyen,
kimileri için bir köçek, kimileri için vebal...
Ve kimileri için hayat arkadaşı…
Sizin için ne ifade ediyor ‘Kadın’ bilemem…
Ama kadın olanlar bilir ki zordur bu sıfatı taşımak.
Hele ki Türkiye’de…
Çok zordur kadın olmak…
8 Mart Dünya Kadınlar gününü kutluyoruz…
Peki Nerede?
Geçtiğimiz yıl “en az” 102 kadına ve
kız çocuğuna tecavüz edildiği,
257 kadının öldürüldüğü bir ülkede…
Geçmişten bahsetmiyorum hiç…
Gerek var mı başka söze…
Bugüne dair haberlere göz atarken dikkatimi çekiyor bir başlık…
‘Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar günü.
Ne yazık ki bazı kadınlar 9 Mart’ı göremeyebilir…”
Ne acıdır…
Sürekli gelişmekte olduğunu savunduğumuz
bir ülkede bu başlığı atabilmek…
Ne yazık ki doğru…
Koca cinayetine kurban giden kadınlarımız var bu ülkede…
Koruyamadıklarımız...
Gidecek yeri olmadığı için işkenceye,
dayağa katlanmak zorunda kalan kadınlarımız…
Evladım zarar görmesin diye bir bombanın üzerine
siper olan analarımız var bizim…
Dahası var… Dahası…
Üç beş aşiret kabadayısının verdiği hükümler ile
törelere kurban giden nice canlarımız…
Bir karakol odasında ölesiye dövülen kadınlarımız…
Tecavüz sırasında ses çıkarmadı diye
‘rızası var’ damgasının vurulduğu kadınlarımız var mesela…
Oysa onların sessiz çığlıklarını duyamadık hiç…
Avaz avaz çığlıklarına kulaklarımızı tıkadığımız
kadınlarımızı dün de bugün de koruyamadık…
Yarın mı?
Kadınlara karşı şiddetin en yaygın,
ancak en az cezalandırılan suç olduğu bir dünyada
değişir mi dersiniz bu resim?
Hiç sanmam…
Onlar yine sessiz çığlıklar atacak…
gözümüzün içine bakarak…
Onlar yine acımazsızca bıçaklanacak…
Tecavüze uğrayacak…
Ses çıkarmayacak..
‘rızası vardı’ denecek…
Gözyaşları daha toprağa düşmeden
Gözbebeklerinde donacak…
Ve bizler…
Bugün onların gününü kutlayacağız…
Yüzümüze utancın resmini de takarak…