Yangınların ortasına korkusuzca dalıp hayat kurtaran itfaiye personeli Sultan Aktaş… Başkentlileri her gün bir uçtan bir uca taşıyan vatmanları Tuğba Çörtük ve Huriye Özçelik… Bomba arama ve asayiş köpekleri K9 eğitmenleri Elif Deveci ve Gülsen Yediparmak… Başkent’te huzur ve güvenliğin teminatı üniformalı Zabıtalar Pınar Azeritürk ve Belgin Yıldırım, Büyükşehir’in sultanlarından sadece bir kaçı…
Büyükşehir Belediyesi bünyesinde pek çok birimde görev yapan ve işlerini hakkıyla yerine getiren bin 365 kadın personel, bir kez daha başarılarıyla tüm dünya kadınlarına örnek olduklarını göstermeye devam ediyor.
KORKUSUZ HAYAT KURTARICILARI
Osmanlı’da 1700’lü yıllarda tulumbacılar adıyla kurulan ve tarihi fotoğraflarda hep erkeklerden oluştuğu görülen itfaiyeciler… Uzun süre fotoğraflar hep erkeklerden oluşsa da günümüze gelindiğinde Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı’nın fotoğraflarında bu durum tamamen değişiyor. İtfaiye fotoğraflarında artık kadınlar da yer alıyor.
30 yaşındaki Sultan Aktaş, alevlerin arasına korkusuzca dalan ve hayat kurtaran Türkiye’deki müdahale personelinden sadece biri... 8 yıldır itfaiye personeli olduğunu ve mesleği ile gurur duyduğunu belirten Aktaş, “Ankara Üniversitesi’nde Arkeoloji eğitimi aldım. İtfaiyecilerin sadece yangına gittiğini düşünüyor, Ankara’da ne kadar yangın çıktığını bile bilmiyordum. Ama işe başlayınca anladım, burada işler çok başka. Ailem önce tedirgin oldu. ‘Başına bir şey gelir mi? Bir kadının yapacağı iş mi? diye... Ancak işi özümseyince bu işin tam kalbinde yer almak istedim ve onlar da bana destek oldular. Aile dışında çevremiz de buna inanmıyor, birkaç kez tekrarlatıyorlar bana. Algılamaya çalışıyorlar, bir süre sonra inanmasalar da kabul ediyorlar” dedi.
Kadınlar adına cesur bir adım atmanın farkını anlatan Aktaş, yanına Sivil Savunma ve İtfaiyecilik Meslek Lisesi’nden kız stajyerleri alarak, “Mesleklerin cinsiyeti olmaz, cinsiyet kafamızda bence. Her mesleğe bir kadın gözü lazım. Dünyadaki birçok mesleğe işgücü yetiştiren kadınlarımızın her şeyi yapabileceğine inanıyorum. Kadın isterse diye bir sloganımız var, ama ben bunu kadın inanırsa diye değiştirmek istiyorum” ifadelerini kullanıyor.
KOSKOCA TRENLERİ, METROLARI SÜRÜYORLAR
Metro ve Ankaray treni ilk istasyona girdiğinde kaçımızın dikkatini çeker sürücü koltuğunda kimin oturduğu? “Kesin erkektir” diye düşünürüz çoğu zaman… “Koskoca trenleri bir kadın kullanabilir mi ki?” Yanıtı biz verelim ‘evet’ kullanabilir…
Başkentlileri her gün bir yandan bir yana taşıyan, en güvenilir ve hızlı toplu taşım araçlarının başında gelen metrolarda çalışan vatmanlar arasında da kadınları görmek mümkün…“İki yıldır bu mesleği yapıyorum. İşletme mezunuyum aslında. Tamamen tesadüf olarak bu mesleği seçtim. Eğitimlerini aldıktan sonra da severek yapmaya başladım” diyen Tuba Çörtük kadın vatmanlardan sadece biri… Çörtük, “Annem en başta karşı çıktı. Ben yine de sınava girip, 6 ay eğitim aldım ve çok memnun kaldım. İlk başta etrafıma bahsetmemiştim, zamanla öğrendikçe herkes aramaya başladı. Hatta yurt dışından bile arayanlar oldu. Herkes çok enteresan buldu ve inanamadı hatta işe ilk başladığım zamanlarda bir erkek yolcu ‘Siz mi kullanacaksınız. Ben binmem’ diyince ben de ‘Buyurun inebilirsiniz isterseniz’ karşılığını vermiştim. Bence kadınlar her işi yapabilirler. İstedikten sonra yapılamayacak bir şey yok”sözleriyle paylaşıyor düşüncelerini…
13 YILDIR VATMAN…
Diğer bir vatman da Huriye Özçelik… Erkek vatmanlardan çok daha deneyimli, 13 yıllık meslek erbabı... “Arkadaşlarımla buraya alım olduğuna dair sohbet ederken, boy ve kilo muhabbeti sırasında, bana ‘Senden sürücü olmaz’ dediler. Ben de çok içerledim, eşime anlattım o da beni teşvik etti ve sınavı kazandım” diyerek, bir inat uğruna başladığı meslek yolculuğunda, oğlunun önceleri utandığını, daha sonraları ise gururla mesleğinden bahsettiğini kaydediyor.
Sadece erkeklerin yapabileceğinin düşünüldüğü bir işi yapmanın gururunu yaşadığını anlatan Özçelik, işinin kendisine bir özgüven kazandırdığını da ifade ederek, “Bence tüm kadınlar kendilerine güvensinler, kendi ayakları üzerinde durmak çok güzel. Ne istiyorlarsa onu yapsınlar… Erkekleri de biz kadınlar yetiştiriyoruz, anne olarak. O yüzden hepimiz ayaklarımızın üzerinde durup, sonra çocuklarımıza bunu öğretmeliyiz” mesajını veriyor tüm dünya kadınlarına…
Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna’ya da kendilerini dinlediği ve taleplerini yerine getirdiği için teşekkür eden Özçelik, “Bundan çok memnunuz” diye konuşuyor.
K9 KÖPEKLERİNİN KADIN EĞİTMENLERİ
Parklarda, metrolarda, kurumlarda ve şehrin dört bir tarafında halkın huzur ve güvenliği için çalışan, ulusal ve uluslar arası arenalarda dereceler elde eden K9 köpeklerinin kadın eğitmenleri Elif Deveci ve Gülsen Yediparmak da her gün yoğun bir mesaiyle çalışıyor…
Büyükşehir Belediyesi ANFA güvenlik personeli olan 25 yaşındaki Deveci, 3 bin 500 kişi arasından seçilerek, bu işe başladığını, ilk başlarda tüm çevresinin bu işi yapamayacağını düşündüğünü kaydederek, mesleğine olan sevgisini, “Başladıktan sonra bakış açıları tamamen değişti. Görünce bir erkekten daha çok yakıştığımı söylemeye başladılar. İsteyen her kadının her işi yapabileceğini kanıtlamış oldum. Köpeğim Sifot ile birlikte, 110 köpeğin katıldığı yarışmada Türkiye 2.’si oldum. Tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun. Ben isteyen tüm kadınların bu iş de dahil tüm işleri başarabileceğine inanıyorum” sözleriyle anlatıyor.
Yine bir başka K9 eğitmeni 27 yaşındaki Gülsen Yediparmak da içinde hayvan sevgisi olan herkesin eğitmenlik yapabileceğinin altını çiziyor. “Ankara’da kadına verilen değer çok güzel”diyen Yediparmak, “Bu işe ilk başladığımda, bunun bir erkek işi olduğunu söyleyenler, işe başladıktan sonra bana yardımcı ve destek olmaya başladılar” diyor.
ÜNİFORMALI KADINLAR
Kadınların sabırlı ve dikkatli olmaları, sorumluluk duygularının gelişkin olması, birkaç işi bir arada yapabilme ve kolay iletişim kurabilme kabiliyetleri, iş dünyasında başarıyı da beraberinde getiriyor.
Zabıta Daire Başkanlığı’nda 24 yıldır zabıta memurluğunu gururla yaptığını belirten 43 yaşındaki Pınar Azeritürk, sahadaki denetimlerde yaşadıklarını ise uzun uzun şu sözlerle özetliyor:
“Masa başı evrak takibi akıcı ve sürekli olan bir iş ama sahaya çıkmak daha farklı, pek çok insanla muhatap oluyoruz, pek çok güçlükle karşı karşıya kalabiliyoruz. İnsanlarla konuşmak, onları ikna etmek, bir şeyleri anlatmak, zaman zaman yorucu ve zorlayıcı olabiliyor. Ama bazen avantajları da oluyor. Mesela kavgalı bir ortamda kadın memur gördüklerinde daha ince, daha nazik hatta daha kibar davranabiliyorlar. Bir erkek memura davrandığı gibi davranmıyor, onu görebiliyorsunuz.”
Zabıta memuru Belgin Yıldırım da 29 yıldır yaptığı mesleğinin avantaj ve dezavantajlarından bahsederken gülümsüyor… “Kadının olduğu yerde güzellik, zerafet ve başarı vardır”diyerek mesleğine olan sevgisinin bir ömür boyu süreceğini vurguluyor…
Güncelleme Tarihi: 07 Mart 2018, 14:08