‘PKK BDP’lilerin yolunu kesti!’ Tarih (17 Ağustos)
(Gülüşüp öpüşmenin adı Yol kesmek oldu!)
‘O sarılıp öptüğünüz PKK’lılar şehit etti.
Norşinli Kürt Polis Şehit oldu’ (17 Ağustos)
‘CHP’li Türmen: Keşke herkes dağdakilerini anlasa’ (18 Ağustos)
‘Hakkari’de mayınlı tuzak 2 Şehit’ (20 Ağustos)
‘Aygün’ün çiçek çocukları 4 çocuk 9 sivili katletti’ (20 Ağustos)
‘Sen bu kucaklaşmayı gel de Mücahit’e anlat’ (21 Ağustos)
‘Askerleri taşıyan araç devrildi. 10 Şehit!’ (21 Ağustos)
‘Hakkari’de hain tuzak 5 Şehit!’ (22 Ağustos)
‘Şehit Tabuduna paketleme bandı!’ (22 Ağustos)
…………
Dile kolay.
Son bir hafta içerisinde onlarca ocağa ateş düştü…
Ayrı hayatlar, ayrı hikayeler…
Bir bombanın karanlığında son buldu…
‘Birileri dağdakileri anlasa’ dedi… utanmadan…
Ağabeyini kaybeden Mücahit’i kim anlayacak sorulmadı…
Aygün’ün ‘çiçek çocukları’ küçük demedi,
büyük demedi, sivil demedi
bayramı kana buladı…
Birileri özgürlük için
Gülüşüp, kucaklaşıp, koklaştı..
***
Ya sonrası… Hadi klavyelerin başına…
"kahrolsun pkk"
"şehitler ölmez vatan bölünmez"
"vatan sağolsun"….
‘Hükümet istifa’……
Klavyelerin tuşlarına basarak vatan kurtaracağız.
Ha gayret çocuklar başaracağız!
***
‘F5’e basmayı denediniz mi hiç…
Hadi deneyelim…
Yenilenir mi acaba karanlık sayfalar…
Gidenleri geri getirir mi?
Ya da ‘Delete’ yi tuşlasak…
Silebilir miyiz geçmişi…
Hadi CTRL+C yapalım seçip kopyalayalım tüm pislikleri
Sonra aynı hızla CTRL+V yapım yapıştıralım duvara…
Ne dersiniz olur mu?
Üstelik çöp kutumuzda var sol tarafta!
***
Kalem kılıçtan keskindir, klavyede kalemden keskindir diyen bir gençlik hareketi…
Klavye ile PKK’yı savunanlardan değiller en azından buna da şükür…
Ama 2 pkklı görse kuyruğunu kıstırarak kaçacak
ya da klavyenin arkasına saklanacak
olanlarda yok değil…
Klavyeli nesil…
Onca Şehit’in ardından hiçbir şey olmamış gibi
sosyal paylaşım ağlarında
hala tatil fotoğraflarını paylaşanların,
Tek kelam bile etmemiş olanların,
yanında zemzem suyuyla yıkanmış nesil…
Ama! Ama! Ama!
Bir gerçek var… içimi acıtan…
Ünlü bir sanatçının konserinde toplanan kalabalığı,
Şehitler için buluşuyoruz dediğimizde toplayabiliyor muyuz?
Sorusunun cevabıdır içimi acıtan…
Kimse sokağa dökülüp isyan çıkarsın demiyorum.
Aman yanlış anlaşılmasın…
Ama çevirin başınızı bakın etrafınıza
Kaç tane Türk Bayrağı gördünüz asılı camlarda…
Bizim tepkimiz sadece kalvyenin tuşlarında kaldı.
Ateş ağabeyini kaybeden Mücahit’in,
Parmak uçlarıyla babasının resmine dokunan
Poyraz bebeğin,
Şırnak’ta asker Gaziantep’te şehit olan,
Onur Fikret Aker’in ailesinin
ve evlatlarını toprağa veren şehit analarının,
babalarının yüreğine düştü.
Yarın unuturuz, dün toprağa düşenleri unuttuğumuz gibi…
Ahmet Şerif İzgören kitabında güzel bir ayrıntıya yer vermiş:
Biz şehitlerimizin arkasından ne deriz? Veya şehitliklere ne yazarız? Sizi Asla Unutmayacağız!”. Batıda: “We’ll always remember you.” yani “Sizi daima hatırlayacağız!” diyorlar. “Daima hatırlamak” “Asla unutmamak”tan daha iyi değil mi?
‘Asla Unutmayacağız’ yalan…
Batılılar gibi daima da hatırlamayacağız..
Bir kelebeğin ömrü kadar olacak üzüntülerimiz gerisi yalan…
***
‘Birkaç Mehmet’ işte!…
Özdil’in de dediği gibi…
‘Bilanço itibariyle... CHP'li Hüseyin bey'in “kardeşleri”, üç günde, dördü çocuk, dokuzu sivil, biri polis, dördü asker, 14 insanımızı katletti. Ama, sakın endişelenmeyin. Listeyi tek tek inceledim, aralarında sadece “bi Mehmet” var. Gerisi, İsmail, Sercan, Süleyman, Sevgi, Duygu filan... AKP'li Hüseyin bey'in söylediği gibi “bi kaç Mehmet” bile değil yani’
Ne gerek var bu kadar tepkiye, yas tutmaya…
Kimileri klavye başında vatan kurtarmaya,
kimileri de diskolarda kafa bulmaya
devam etsin…
Ne de olsa Ortaç gibi, size de hergün bayram…
Aslında en güzel sözü yine bir şehit annesi söyledi:
Şehit Er Özkan Ateşli’nin annesi Şerife Ateşli, hislerini ünlü halk ozanı Davut Sulari'nin mısralarıyla dile getirdi:
'Bugün bayram günü derler alem eğlenir, dertliler oturur derdin söyleşir'. 'Bayram bizim neyimize'
İyi seyirler…