Ankara Kent Konseyi (AKK), başta Türkiye’yi etkisi altına alan orman yangınları olmak üzere iklim değişikliği ve küresel ısınmanın olumsuz etkilerinin görüşüldüğü “İklim Krizi Kaynaklı Afetler ve Orman Yangınları” başlıklı bir toplantı düzenledi.
Geniş katılımlı toplantıya; ASKİ Genel Müdür Yardımcısı Dr. Baran Bozoğlu, Ankara Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Mutlu Gürler, AKK Yürütme Kurulu Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, Ankara İtfaiyesi Arama Kurtarma ve Eğitim Şube Müdürü Musa Ödemiş, Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı İklim Değişikliği ve Uyum Şube Müdürü Selahattin Çetin, Orman Genel Müdürlüğü Ağaçlandırma Dairesi Başkanlığı Planlama ve Değerlendirme Şube Müdürü ve Türkiye Ormancılar Derneği Genel Sekreteri Mehmet Metin Avşaroğlu, AKK Yürütme Kurulu üyeleri, çalışma grubu sözcüleri ile uzman akademisyenler katıldı.
İklim değişikliğinin ve çevreye etkilerinin tüm yönleriyle masaya yatırıldığı toplantının moderatörlüğünü ise Ankara Kent Konseyi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin yaptı.
‘ANKARA İTFAİYESİ GURUR KAYNAĞI OLDU’
Gençlik Parkı Kabul Salonu'nda düzenlenen toplantının açılış konuşmasını yapan AKK Yürütme Kurulu Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, Türkiye’nin Başkenti olmasının getirdiği sorumluluk gereği ülkenin en ücra köşesinde yaşanan afetler hakkında farkındalığın oluşturulacağı yerin Ankara olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Büyükşehir Belediye Başkanımızın bu konuda öncü olma kabiliyeti, Türkiye’nin her yerine müdahale eden daire başkanlıklarından oluşan bir yapı kurması Ankara Büyükşehir Belediyesinin farkını gösteriyor. Bugün İtfaiye Daire Başkanlığının adanmış personelinin mesai gözetmeksizin orman yangınlarına müdahale etmesi, Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığının birinci günden itibaren olaya müdahale etmesi bizim gururumuz oldu.”
Ankara Kent Konseyinin deprem ve kuraklık gibi konularda sorumluluk alarak, icra makamlarıyla hızlı bir şekilde ilişki kuran bir yapı olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Ankara Kent Konseyinin aldığı tavsiye kararı sonucunda Büyükşehir Belediye Meclisinin büyük bir desteğiyle ‘İklim Değişikliği ve Uyum Şube Müdürlüğü’ ilk Ankara’da kuruldu” dedi.
BAŞKENT’TE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE ÇEVRE MECLİSİ KURULACAK
Küresel iklim değişiklerinin son 30 yıldır tüm dünyayı etkisi altına aldığını ve dünyanın dört bir tarafında küresel ısınmaya bağlı felaketler yaşandığını ve benzer afetlerin Türkiye’de de kendini gösterdiğini ifade eden Yılmaz, Başkent’te ‘İklim Değişikliği ve Çevre Meclisi’ kurulmasını kararlaştırdıklarını açıkladı:
“İklim değişikliği bizim önceliğimiz değildi ancak Ankara’nın Başkent olma sorumluluğunu yerine getirerek önceliğimiz haline getirdik ve bir gündem oluşturduk. Türkiye’de geçtiğimiz 90 yılda binin üzerinde vatandaşımız sel ve heyelan yüzünden yaşamını yitirdi. Tek başına bu istatistik bile bizim bu konuları konuşmamızı gerektirir. Yürütme kurulu toplantımızda ilk olarak iklim değişikliğiyle ilgili bir meclis oluşturma kararı aldık. Başkent olarak, yanan bölgelerdeki arkadaşlarımıza sadece kıyafet ve sosyal yardım göndermek yerine, oradaki ormanların tekrar canlanması için neler yapmalıyız hangi sorumlukları almalıyız bu soruların cevabını arıyoruz. Manavgat Belediye Başkanı orada ağlarken bizim gülme lüksümüz yok. Marmaris Belediye Başkanı kadar orayı ciddiye alıp, ormanların tekrar yeşertilmesi sürecinde alacağımız sorumlulukları da burada belirlemek arzusundayız.”
“KAMU YÖNETİMİMİZİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE UYUMLU HALE GETİRMELİYİZ”
ASKİ Genel Müdür Yardımcısı Dr. Baran Bozoğlu ise Büyükşehir Belediyesinin tüm birimleri ve personeliyle birlikte Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan felaketlerde büyük özveriyle çalıştığını ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Büyükşehir Belediye Başkanımızın talebi doğrultusunda yangınlara müdahale etmek amacıyla ASKİ Genel Müdürlüğü tarafından da su tankerleri gönderildi. Personelimiz yangın bölgelerine gitmek için gönüllü oldu. Bu süreçte afete karşı mücadele anlamında Kamu İhale Kanunu’ndan kamu yönetimine kadar ciddi eksiklikler olduğunu gördük. Tankeri nasıl göndereceğiz? Kararı nasıl alacağız? O bürokrasiyi nasıl aşacağız? Tankerin yakıtını nasıl karşılayacağız gibi elimizi kolumuzu bağlayan basit konularda bir esneklik olmadığını da görmüş olduk. Personel arkadaşlarımız ve yöneticilerimizden ‘hepimiz cebimizden para toplar, o tankerlerin yakıtını da karşılarız’ cümlesini de duyduk.”
Orman yangınlarının daha fazla felaketi tetiklediğini vurgulayan Bozoğlu, ormanların yok olmasının aynı zamanda sera gazı emisyonunun tutulmasını azaltan bir durum olduğuna dikkat çekerek, “Bu da dünya sıcaklığının daha hızlı artmasına neden oluyor. Bu konuda bir paradigma değişikliğine ihtiyacımız var. İklim krizi başladı ve hayatımızın her alanında kendini gösteriyor. Yediğimiz yemekten içtiğimiz suya, ASKİ’nin döşediği boru türünden döktüğümüz asfalt türüne kadar hayatımızın her alanında değişiklik yapmamız gerektiğini ortaya koyuyor. Bu süreçte iklim değişikliğine uyum politikaları ortaya koymamız lazım. Bunu ülke olarak bizim tek başına çözebilmemiz mümkün değil. Dolayısıyla diğer ülkelerle birlikte her şeyimizi giyim kuşamımızdan bütün kamu yönetimimizi iklim değişikliğine uyumlu hale getirmemiz gerekiyor” dedi.
“CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK YANGINI”
Türkiye’de ortalama her yıl büyük çapta afetler gerçekleştiğini söyleyen Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Mutlu Gürler de şöyle konuştu:
“Daire Başkanlığı olarak kuruluş felsefemizi özellikle afet öncesindeki riskleri azaltmaya yani dirençli kentlerin altyapısını oluşturmaya dönük çalışmalara önem verdik. Türkiye geniş bir coğrafya ve farklı iklim kuşaklarında çok farklı coğrafik özelliklere sahip tektonik plakalar üzerinde duruyor. Ankara Kent Konseyi öncülüğünde farklı bileşenler ile afetlerin öncesi, sırası ve sonrası için yapılması gerekenleri konuştuk, çok faydalı bilgiler öğrendik.”
Cumhuriyet tarihinin en büyük yangınıyla karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Orman Genel Müdürlüğü Ağaçlandırma Dairesi Başkanlığı Planlama ve Değerlendirme Şube Müdürü ve Türkiye Ormancılar Derneği Genel Sekreteri Mehmet Metin Avşaroğlu, “Türkiye kuzeyde selle güneyde ise yangınlarla mücadele ediyor. Asıl önemli olan yangın öncesinde alınması gereken tedbirledir. Türkiye bir Akdeniz kuşağı ülkesidir. Yangın bu coğrafyada olduğumuz sürece çıkacak” derken, AKK Afet Risk Yönetimi Çalışma Grubu Sözcüsü ODTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burçak Başbuğ Erkan ise yaptığı konuşmada şu tespitlerde bulundu:
“Türkiye çoklu afetler ülkesidir. Burada ne deprem, ne sel, ne heyelan bitecek. Yeni kum fırtınaları ve kuraklıkla karşılaşacağız. Bunlar bilimsel olarak modelleniyor ve tahmin edilebiliyor. Bizim konuşmamız gereken şey geç kalmadan ne yapacağız? Afetlere karşı bir plan yapacaksak bunu zaman kaybetmeden hemen yapmalıyız. Bunun için planlı, tedbirli ve hazırlıklı olmamız gerekir.”